Deneyimli bürokrat Ali Rıza Avcan’ı yakından tanıyorum. Yanlışa karşı çıkan yürekli bir adamdır.

Yakınlarda yaptığı bir paylaşım çok ilgimi çekti.

Bu paylaşımından anlıyoruz ki, iddiaya göre belediyeler, Sayıştay tarafından denetlenmediği için belediye sermayesiyle şirket kurma yarışına girmiş. Sadece şirket kursalar iyi. Burada yönetici ya da kurul üyesi olarak görev yapanlar da hayli ballı durumda.

İzmir Büyükşehir Belediyesi’nin toplam meclis üyesi sayısı 153. Bunlara oturum başına para ödeniyor. Belediye’nin 2 Meclis Başkan Vekili, 8 Encümen Üyesi, 216 İhtisas Komisyonu Üyesi, 5 şirket yöneticisi, 7 Siyasi Başkan Yardımcısı, 18 Meclis Başkan Vekili var. Tabii hepsi hakkı huzur alıyor.

187712

Hakkı huzur alanlar arasında bazı isimler öne çıkıyor. Sayalım:

Onur Saatli, Esra Koçdemir, Gökalp Erhan Güzel, Günay Önder, Banu Ayhan, Ayhan Kaya, Ali Bor, Osman Selim Tok, Tamer İmal ve Tevfik Akyol. Bu meclis üyeleri, hem Büyükşehir’de, hem de ilçelerdeki görevlerinde 8 ila 12 arasında değişen sayıda ayrı ücret alıyorlar.

Neden?

Çünkü aynı Meclis Üyesi, hem başkan vekillikleri görevlerini üstleniyor, hem siyasi başkan yardımcısı olabiliyor, hem çok sayıda komisyonda görev alıyor, hem de encümen üyesi olabiliyor.

Avcan’dan bir bilgi daha:

Çeşme Belediyesi’ne bağlı 8 şirket var. 8’i A.Ş., biri de limited şirket… Bunlarda toplam 46 yönetici var ve yine toplam bütçeleri 580 milyon 288 bin 350 lira. Büyükşehir’deki şirketlerin toplam bütçesi de 11 milyar 574 milyon 724 bin 626 lira.

Başkan, bakanla konuşamazsa…

İZBAN, Ulaştırma Bakanlığı ile İzmir Büyükşehir Belediyesi’nin ortak projesi. İki kurumun da ortaklık payları aynı, yani fifti fifti.

Ama yönetim, Ulaştırma Bakanlığı bürokratlarından oluşuyor, Büyükşehir, bu ortaklıkta içgüveyi durumunda kalıyor.

Ve vatandaşların çoğu da İZBAN’ın Büyükşehir’e ait olduğunu sanıp, yaşadıkları sıkıntılarda bu kuruma saldırıyor.

Ortada duran bu çarpık tablo, Başkan Cemil Tugay’ı hem üzüyor, hem düşündürüyor. Tugay, tren ve İZBAN seferleri sırasında trenin öne geçirilmesinin yaşattığı sıkıntıların bir çözüme kavuşturulması için Ulaştırma Bakanı Abdülkadir Uraloğlu ile görüşmek istiyor ama görüşemiyor.

Türkiye’nin en büyük üçüncü kentinin belediye başkanı, bir bakana ulaşamıyor. Çaresiz, AK Parti İl Başkanı Bilal Saygılı’dan yardım istiyor.

Böyle bir ayrışmanın, böyle bir tablo yaratmanın af edilecek hiçbir yanı yok.

Acaba Kayseri veya Konya Büyükşehir Başkanları için de aynı zorluk yaşanıyor mu?

Hiç sanmam.

Tamam İzmir, tam not veremediğimiz nice belediye başkanı tarafından yönetildi ama Cemil Tugay’ı onlardan ayrı tutmamız lazım. Tugay, sadece Ulaştırma değil, bütün bakanlarla doğrudan telefon açıp konuşmalı, İzmirlinin sıkıntılarını ona anlatmalıdır, anlatabilmelidir.

Bu kapı, kapalı tutulursa İzmirli haklı olarak tepkisini gösterir.

Hep gösterdiği gibi.

Çok ilginç

Prof. Dr. Nükhet Hotar, Dokuz Eylül Üniversitesi Rektörlüğü’nden istifa ettikten sonra kendisine büyükelçilik görevi verildi.

Hotar, bir dakika bile büyükelçilik görevi yapmadan emekliye ayrıldı. Hem de büyükelçi olarak.

Diplomatların sınırlı dokunulmazlıkları var. Emekli olsa da bu devam ediyor.

Hakkında davalar açılmış olan Hotar, doğal olarak bu hakkını kullanıyor. Ve iddiaya göre İzmir Valiliği’nde kendine ayrılan bir odada “Emekli büyükelçi” sıfatıyla yaşamın tadını çıkarıyor.

İBRAHİM ORMANCI

Sevgi karın doyurmuyor. Sevgi yumurta çakmasını bile bilmeyen bir kız. Onunla evlenmeyi ona göre düşün evladım!

***

Benim oğlan menfaati olduğu zaman ''Babacığım sana sevgim birden Amerikan Doları gibi arttı'' diyor. Verecek bir yanıt bulamıyorum kerataya!

***

Eşeğe altın semer vursan artık bir beyefendidir!

***

Her kesimde çürümüşlük var. Yaşasın haltların kardeşliği!