Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, Adıyaman'da depremzedelerin kaldığı konteyner kenti ziyaret etti. Muhalefetin sandıktan çıkan sonucu kabullenmediğini belirten Cumhurbaşkanı Erdoğan, 14 Mayıs'tan sonra sosyal medyada bazı vatandaşların deprem bölgesindeki vatandaşlara hakaret ettiğini belirterek sert sözlerle yüklendi.

Cumhurbaşkanı Erdoğan, "Pazar günüyle beraber 16 ve 17'nci seçimlerini kaybettiler. Sandıkta tecelli eden iradeyi kabullenmek yerine insanlarımıza cahil diyorlar. Bir kez olsun biz nerede yanlış yaptık demiyorlar. Milletten bu kadar şamar yediler ama pişkince hayatlarına devam ettiler. Hatalarından dolayı milletimizden özür dilemediler. Samimi bir özeleştiri vermediler. Kendilerini düzeltme yoluna asla gitmediler. Halen tehdit diline sarılarak insanımızın oyunu alabileceklerini düşünüyorlar" ifadelerini kullandı.

Cumhurbaşkanı Erdoğan'ın açıklamalarından satır başları şu şekilde:

"Cumhurbaşkanlığında yüzde 66'yı geçen oy oranıyla Adıyaman tercihini bizden yana kullandı. Meclis'te de Adıyaman'ın tercihi yine Cumhur İttifakı'ndan yana oldu. Biz Adıyaman'ı hiçbir hesap gütmeden, karşılıksız seviyoruz. İnşallah 28 Mayıs zaferinden sonra Kahta'ya söz. Biz bu yüreği yaralı şehrin güzel insanlarını samimiyetle seviyoruz. Alanda 40 bin kişi var. Aramıza hiçbir engelin girmesine müsaade etmiyoruz.

Millete tepeden bakanlar bunu hiçbir zaman anlayamadılar. 50 bin deprem şehidimiz var. 50 bin deprem şehidimize bay bay Kemal'in takımı nasıl baktı? Bütün bu deprem bölgesiyle ilgili 'Size bir şey yok' bu ifade kullanılır mı? Siz olsanız da olmasanız da devletimiz kardeşlerinin yanındadır. Bundan sonra da yanında olacaktır.

Konteyner kentlerin olduğu bölgede ciddi sayıda yaşam var. Siyasi tercihinden dolayı depremzedeleri linç edenler bunu hiçbir zaman kavrayamadılar. Bizim şu aşkımızın sırrına asla eremediler. CHP zihniyetinin temsilcileri sorunu kendilerinde aramak yerinde milletimizi suçladılar. Makarnacı, kömürcü, takoz, bidon kafalı diyerek insanımızı tahkir ettiler.

Çok partili demokrasiye geçtiğimiz 1950'den beri bu kötü huylarından asla vazgeçmediler. Sandıkta tecelli eden iradeyi kabullenmek yerine insanlarımıza cahil diyorlar, oylarını sattılar iftirası atıyorlar. Hatta gazete manşetlerinden 'Milletin karnı Togg'muş' diyorlar. Her türlü hakareti ediyorlar. Ama bir kez olsun 'Biz nerede yanlış yaptık' sorusunu sormuyorlar.

Milletimiz bunları kaç defa sandığa gömerse gömsün bu kibirli ve kaba tavırlarından asla vazgeçmiyorlar. İstiyorlar ki insanlar önlerinde diz çöksün. İstiyorlar ki kimi aday gösterirlerse milletimiz tıpış tıpış oy versin. Siyasetçi demek milletin hizmetkarı demektir. Milletin desteğini hak edeceksin, eser ortaya koyacaksın. İnsanlara umut ve güven aşılayacaksın.

Hep aynı şeyleri yapıyor, her defasında farklı sonuç bekliyor. Biz işimize bakıyoruz. Biz milletimizin derdine derman olmanın yollarını arıyoruz. Biz ülkemize eser kazandırmanın mücadelesini veriyoruz. Biz insanlarımıza güvenli bir gelecek kurmanın çabası içindeyiz. Milletimiz bizi bir faninin görebileceği her türlü makama getirdi. Şu saatten sonra bizim aziz milletimize daha büyük eser ve hizmetler kazandırmaktan başka ne gayemiz olabilir. Birinci önceliğimiz depremin izlerini silerek şehirlerimizi yeniden ayağa kaldırmaktır.

İlk günlerde bazı eksikler olsa da bunları gidererek Adıyaman'ın yaralarını sarmaya başladık. Giden canlarımızı geri getiremesek de diğer kayıpları telafi etmekte kararlıyız. Depremlerde Adıyaman ve diğer illerde hayatını kaybeden tüm vatandaşlarımıza Allah'tan rahmet diliyorum. Evi kullanılamaz hale gelen son vatandaşımızı da evine kavuşturana kadar çalışacağız. Ekim-Kasım gibi kalıcı konutların teslimine başlamaktır. Köy evleri inşası da sürüyor. Deprem bölgesi genelinde 905 bini aşkın çadır ve 112 bini aşkın konteyner kurduk. 13 bine yakın işyerini de faaliyete geçirdik.

Türkiye bir seçimini demokrasi şöleniyle tamamlamıştır. 28 Mayıs'tan umudunu kesen CHP Genel Başkanı'nın daha zehirli dil kullandığını görüyoruz. Pervasız ve nefret söylemi kokan açıklamalarıyla toplumumuzu düşmanlaştırıyor. Düne kadar önüne gelene kalp yapmaktan parmakları nasır bağlamıştı. Bugün ise aynı eliyle masa yumruklamaktan bileği kırılacak.

Seçimden önce taktığı demokrat maskesi düşünce altından tek parti CHP'sinin karanlık ve çirkin yüzü çıktı. Sadece bir günde faşizmin en pespaye haline bıraktı. CHP'nin vesayet ve darbe gölgesinde yürüyen CHP'den farkı olmadığı görüldü. Genel başkanın gerçek bir diktatör heveslisi olduğu anlaşıldı. CHP Genel Başkanı ne yaparsa yapsın bölücü örgütle, FETÖ'yle, tefecilerle, LGBT'cilerle, emparyalistlerle yol yürüdüğünü gizleyemiyor. Buradan sesleniyorum; bu CHP LGBT'cidir, HDP LGBT'cidir, İYİ Parti LGBT'cidir. LGBT; AK Parti'ye, MHP'ye, Cumhur İttifakı'na sızamaz. Gazi'nin hatırasına hürmeten bu partiye oy veren kardeşlerimin operasyon aracı haline dönüşmesine rıza göstermeyeceğine inanıyorum."