Bu hafta sonu Türkiye basınında çıkmayan ve bizi de ilgilendiren konulara değineceğim. Bunlardan bazıları bir İtalyan gazetesinin Avrupa Parlamentosu’na yazdığı mektup. Çin Hükümeti’nin ABD tahvillerini satması ve İngiltere’de temmuz ayındaki seçim. Sokak köpeklerini daha önce yazdığım için bu konuya değinmeyeceğim.
İtalyan Corriere Della Sera gazetesinin yayınladığı açık bir mektup var. Avrupa Parlamentosu’nun Rusya ile Ukrayna arasında arabuluculuk yapması ve her iki tarafın katılımıyla barış konferansı düzenlemesi gerektiğini Avrupalı bilim insanları ve politikacılardan talep ettiğini belirtti.
Evet, bu savaşı ne Rus halkı ne de Ukrayna halkı istemiyor. Eskiden Ukrayna halkının Zelenski’ye olan sevgisi tamamen bitti. Savaştan evlerini terk eden Ukraynalılar artık evlerine, ülkelerine dönmek istiyor. Savaş olmasa Ukrayna’da Başkan Zelenski’nin görevi bitmiş ve seçim olması lazım.
İtalyan gazetesinin açık mektubuna imza atanlar arasında İtalyan Parlamento üyeleri, İtalyan Senatosu Dışişleri Komitesi Başkanı ve İtalya’dan, Fransa’dan ve Finlandiya’dan birçok profesör var.
Geçtiğimiz hafta içinde İngiliz gazetelerinin büyük bir çoğunluğunun ön sayfalarında “KUMAR” kelimesi yer aldı. İngiliz basını Başbakan Rishi Sunak’ın 4 Temmuz’daki beklenmedik parlamento seçimleri duyurusunu tam olarak böyle değerlendirdi “KUMAR”!
İngiliz halkı seçimlerin bu yıl yapılacağını biliyordu. Sunak’tan tarih belirlenmesini bekliyordu, baharda seçim yapılmayacağı netleşince sonbahar olarak açıklanacağı sanılıyordu halk arasında. Ama bu düşünceler bir kenara atılarak İngiltere Başbakanı Sunak ülkede tatil sezonunun başladığı yazın en sıcak döneminde bazı bölgelerde okulların tatil olduğu dönemi oy verme tarihi olarak açıklayarak İngiliz halkını şaşırttı. Britanya’da en son temmuz ayında seçim çağrısı 1945 senesinde yapılmıştı. Yani 2. Dünya Savaşı’ndan sonra.
Çin, jeopolitik durum nedeni ile ABD devlet tahvillerini satıyor. Çin, ABD devlet tahvillerine olan yatırımlarını azaltarak 2024 yılının ilk çeyreğinde rekor miktarda satış gerçekleştirdi. Satış ABD ile Çin arasındaki ticari çekişmenin arttığı ve rezerv varlıklarının çeşitlendirilmesine yönelik hareketin olduğu bir ortamda gerçekleşiyor.
Çin’in ABD ile 2000’li yıllarda modern ölçekte oluşan ticaretinde düşük riskli ABD tahvillerini almıştı, Amerikan varlıklarının Çin hesabında hızla birikmeyi sağladı bu durum. Ülkeye yüz milyonlarca dolar aktı. Bunları harcamak her zaman mümkün değildi. 2010’lerde Çin-ABD ilişkilerindeki ticaret dengesi yılda 300-400 milyar dolardı. Çin 2008 yılında Japonya’dan sonra dünyanın en önemli ikinci hazine tahvili sahibi konumuna geldi, küresel mali kriz sonrası birinci sıraya yerleşti.
Amerika’daki hükümetlerin değişmesi ve küresel kriz dünya ekonomilerini de etkileyince ABD, Doları silah olarak kullanmaya başladı. Buna bir de Çin ile ABD arsındaki ticari ilişkilerin kötüleşmesi eklendi, Joe Biden yönetimi çok çeşitli Çin mallarına yüzde 100’ü aşan sert gümrük vergileri uyguladı.
Uzmanlar bu durum için birçok yorum yapıyorlar. Bunlardan birkaçı “Çin menkul kıymetlerini bir anda elden çıkarmaya karar verirse bunun tek bir etkisi olacak. Devlet borç piyasası basitçe çökecek, bu da finansal sistemin tamamen çökmesine ve dolar için ciddi sonuçlara yol açabilecek” şeklinde.
ABD Hazine Bakanı Çin teknolojilerinin ithalatının sınırlandırılmasını, özellikle Çin’den elektrikli araçların tedarikine yasak getirilmesini talep etti. Yeni moda elektrikli arabaların pillerinin üretiminde pazara Çin hakim. Dünyanın en büyük on özel fabrikasından dördü Çin’de bulunuyor.