Ekonominin ilk çeyrek verileri geldikçe yılsonu değerlendirmeleri de netleşmeye başladı. Bir gerçek var ki, enflasyonda yaşanan 2023 yılına ait Temmuz (% 9,49), Ağustos (% 9,09)  enflasyon rakamlarının tekrarı olmayacak. Gıda fiyatlarındaki gevşeme, çarşı - pazar fiyatlarındaki düşme ve turizm gelirlerindeki döviz işlemleri olumlu geliştiği sürece  % 2 altında aylık enflasyon hiç de uzak değil. Dolayısıyla yılsonu enflasyonunun yaklaşık % 40 civarında gerçekleşmesi mümkün görünüyor.

Ekonomideki veriler dalgalı seyir halinde. Uluslararası kuruluşların rakamları da olumlu bulunmakla birlikte ihtiyatlı iyimserlik içermektedir. Hatta pandemi süreci ile birlikte, Türkiye’ye birden bire üst üste verilen olumsuz notları toparlamak da kolay görünmüyor; ama olacak...  

IMF, Fitch, S&P son olarak da OECD Türkiye ekonomisi için 2024 büyüme beklentisini % 3,4'e yükseltti. Bu gelişmeler ekonomi için önemli ve olumlu gelişmeler. Ancak iç tüketimin devamı söz konusu. İç tüketim artarken ekonominin sıkılaştırılması gerekiyor. Bu da tüketimin devam ettiği, faiz artışı ve diğer tüketimi azaltıcı iş ve işlemlere rağmen iç tüketimin devam ettiği anlamına gelmektedir.

Ayrıca Türkiye ile birlikte bütün dünyada işletmelerde finansman sorunu bulunmaktadır. Bu sorunlar devam ettiği sürece iflaslar, konkordatolar devam edecektir. Bunun doğal sonucu işsizlik ve enflasyon olarak karşımıza çıkacaktır. Dünya enflasyonundan Türkiye de nasibini  almaktadır. TOBB’un düzenli yayınladığı istatistiklere göre 2023 yılının ilk 3 ayında kurulan şirket sayısı, 2023’ün aynı dönemine göre % 15,5 azaldı. Kapanan şirket sayısı da % 27 artmıştır. 

FED kararını, faizleri sabit tutma yönünde açıkladı. ABD piyasaları kadar dünya da bu yüksek faiz oranlarından şikayetçi durumdadır. Politika faizinin % 5,25 – 5,50 aralığında sabit bırakılması,  23 yılın en yüksek seviyesinde tutulmaya devam etmesidir. 

TCMB 29 Nisan'a göre net döviz pozisyonunun 2,1 milyar dolar iyileştiğini açıkladı. Nisan ayı genelinde 18,5 milyar dolarlık iyileşme de söz konusu olmuştur. Ancak üretim ve işletmelerle ilgili durum çok da istenen bir seviyede değildir. 

Cari açık konusundaki iyileşme de bütün kuruluşların dikkatindedir. 50 milyar dolar seviyelerinden 30 milyar dolara gerileyen ödemeler dengesi açığı bütün ekonomik verilerin de önüne geçmekte ve Türkiye’nin uyguladığı politikalar bakımından olumlu görülmektedir.