Karaciğer yağlanması, karaciğerde alkol veya alkol dışı sebeplerle normalden fazla yağ birikmesi sonucu ortaya çıkıyor. Prof. Dr. Ergün, özellikle karın bölgesinde yağlanma fazla olan bireylerde diyabet ve hipertansiyon gibi rahatsızlıkların yanı sıra karaciğer yağlanmasının da daha sık görüldüğünü belirtti. Ayrıca, karaciğer yağlanmasının şiddetinin genellikle fazla kiloyla orantılı olduğunu da sözlerine ekledi.
Prof. Dr. Ergün, diyabetin karaciğer yağlanmasının ortaya çıkmasında en büyük risk faktörlerinden biri olduğunu belirterek, obezite ve özellikle göbek çevresindeki yağlanmanın da önemli sebepler arasında olduğunu söyledi. Ayrıca, alkol tüketimi ve batı tipi beslenme alışkanlıklarının da karaciğer yağlanmasını tetikleyen faktörler arasında yer aldığını vurguladı.
Karaciğer Yağlanması Siroza Yol Açabilir
Ergün, karaciğer yağlanmasının uzun süre devam etmesi durumunda vücudun tepki vererek karaciğer hücrelerine zarar vermeye başladığını belirtti. Bu sürecin sonunda karaciğerde hasar ve siroz gelişebileceğini, sirozun ise karaciğer kanserine yol açabileceğini ifade etti. Ayrıca, hepatit veya alkol kullanımının varlığı durumunda siroz riskinin daha da arttığını belirtti.
Hastalığın başlangıç aşamalarında belirti vermediğini, ancak ilerleyen evrelerde karın ağrısı, halsizlik ve karaciğer enzimlerinde yükselme gibi şikayetlerin ortaya çıkabileceğini dile getiren Prof. Dr. Ergün, karaciğer yağlanmasının ultrason ile tespit edilebildiğini ve hastalığın evrelerine göre değerlendirilebildiğini söyledi.
Tedavi ve Önleme Yöntemleri
Prof. Dr. Ergün, tedavi sürecinde en önemli adımın kilo vermek olduğunu vurguladı. Diyet ve egzersizin bu süreçte vazgeçilmez unsurlar olduğunu belirten Ergün, her gün 30-45 dakika yürüyüşün tansiyon, şeker ve kilo kontrolünde etkili olduğunu söyledi. Ayrıca, bazı ilaç tedavilerinin ve insülin direncini kırmaya yönelik tedavi yöntemlerinin de etkinliğinin kanıtlandığını belirtti.
Ergün, siroz gelişmiş hastalarda karaciğer nakli ve diğer tedavi yöntemlerinin uygulandığını, karaciğer kanseri gelişmiş hastalarda ise kemoterapi ve diğer tedavi metotlarının devreye girdiğini ifade etti.
