Uzman Klinik Psikolog Müge Olgun, sosyal fobinin kişinin içine kapanmasına ve sosyalleşmekten kaçınmasına yol açan bir durum olduğunu belirtti. Olgun, sosyal fobinin en önemli belirtisinin, özellikle tanımadığı kişilerle aynı ortamı paylaşmaktan ve sohbetten kaçınmak olduğunu vurguladı. Sosyal fobinin, yoğun duygusal travmalar sonrasında ortaya çıkabileceğine dikkat çeken Olgun, alay edilme, kendini ifade edememe ve şiddet gibi durumların bu rahatsızlığa yol açabileceğini söyledi.

Fobi kavramını tanımlayan Olgun, sosyal fobiyi diğer insanlarla sosyalleşme kaygısının yoğunluğu nedeniyle kişinin kendini içe çekmesi ve sosyalleşmekten kaçınması olarak açıkladı. Türkiye Psikiyatri Derneği’nin verilerine göre, sosyal fobinin Türkiye’de en sık görülen rahatsızlıklardan biri olduğunu belirten Olgun, üniversite öğrencileri üzerinde yapılan bir araştırmada katılımcıların yüzde 24’ünde sosyal fobi saptandığını belirtti.

Sosyal fobinin genellikle 8-10 yaşlarında başladığını ifade eden Olgun, zorbalık ve baskılama öykülerinin bu durumu tetiklediğini söyledi. Olgun, sosyal fobinin belirtileri arasında aşırı terleme, çarpıntı, solunum sıkıntıları, mide bulantısı, karın ağrısı, kusma, ishal, kabızlık, kas gerginliği ve baş dönmesi gibi fiziksel semptomların görülebileceğini belirtti.

Sosyofobik bireylerin genellikle sosyalleşmekten kaçındığını ve göz teması kurmaktan çekindiğini ifade eden Olgun, bu kişilerin iletişim kurmaktan kaçındığını ve ortama ilgisiz davrandığını söyledi. Sosyal fobinin, kişisel gelişim, psikolojik sağlamlık, okul ve iş ortamı ile aile yaşantısı gibi alanlarda olumsuz etkiler yarattığını belirten Olgun, sosyallikten kaçınmanın bireyin becerilerinin gelişmesini engellediğini ve toplumdaki yerini pasifleştirdiğini vurguladı.

Çocuklar ve yetişkinler arasındaki sosyal fobi farklarına değinen Olgun, çocukların okul ve sosyal aktivitelere gitmek istemediğini, yetişkinlerin ise iş ve diğer sosyal ortamlardan kaçındığını belirtti. Sosyal fobiyi tetikleyen unsurlar arasında alay edilme, ifade edilmemesi ve şiddet gibi travmatik olayların bulunduğunu ifade etti.

Tanı sürecinde uzman desteğinin önemine dikkat çeken Olgun, sosyal fobi teşhisinin klinik gözlem ve psikolojik ölçeklerle konduğunu belirtti. Sosyal fobinin tedavisinde bilişsel davranışçı terapiler, EMDR terapisi, şema terapi gibi yöntemlerin kullanılabileceğini ve ileri düzey kaygı durumlarında ilaç desteği alınabileceğini söyledi.

Sosyal fobiye karşı ne yapmalı?

Uzman Klinik Psikolog Müge Olgun, sosyal fobi yaşayan bireylerin, sorunlarının kendi kendine geçmesini beklemek yerine uygun zamanlarda ruh sağlığı desteği almalarının önemini vurguladı. Sosyal fobinin türü ve şiddetinin kişiden kişiye değiştiğini belirten Olgun, bireye özgü terapi planlamasının gerektiğini söyledi.

Muhabir: İPEK KIRCA