Son günlerde dünya medyasında konuşulan bir konu var, “3. Dünya Savaşı 18 Haziran 2024’te başlayacak” şeklinde tahmin yürütülüyor. Bu konu, batı medyasının birçoğunda bu falcıların kehanetine atıfta bulunarak yayıldı.
Ancak bugüne gelindiğinde bazı gerçekleri de göz önüne almak lazım. Üçüncü Dünya Savaşı ile ilgili tartışmalar tam olarak tehdit olarak sunulduysa da gerçek yaşamda son günlerde kaçınılmaz bir konu olarak karşımıza çıkabilir. Nedeni ise son günlerin konusu olan Rusya ve Ukrayna savaşının ardından İsrail’in Filistin katliamı ve İran atışmaları. Bunları göz önüne alırsak bazı gerçeklerle karşı karşıya kalırız, ayrıca Çin Hükümetinin Tayvan’a güç gösterisi. Son günlerde Avrupa devletlerinin seferberlik çağrılarını yinelemeleri ve Türkiye’nin de buna uyması dikkat çekti.
İngiliz Hükümeti’nin web sitelerinden vatandaşlarına “Acil bir durumda konserve yiyecek, mum ve pilleri önceden stoklamaları” yönündeki sıradan bir çağrının son günlerde denk gelmesi ise tesadüf mü acaba? Geçtiğimiz günlerde bir seçim kampanyası mitinginde konuşan Donald Trump “Önümüzdeki beş ay içinde pek ala bir Üçüncü Dünya Savaşı’nın içine sürüklenebiliriz” dedi. Daha önce yazdığım gibi Federal Almanya Hükümeti çıkacak bir savaşa hazıklık anlamında kadın hemşireler yetiştirmek için çalışmalar yapıyor şimdiden.
Burada çok önemli bir konu var. ABD, Rusya Ukrayna savaşının sanki bitmesini istemiyor. Son olarak Ukrayna Hükümeti’ne yapılan yardımlar bunu gösterdi. Haziran ayında İtalya’da yapılacak G-7 Zirvesi’nden sonra Alp Dağları’nda barış için birçok ülkenin liderleri bir araya gelecek ama Putin’in son Çin ziyareti ile bazı dünya ülke liderleri bu toplantıya katılmayabilirler. Bunların başında Amerikan lideri Joe Biden’ın o günlerde bir Kanada ziyareti yapmayı düşündüğü görülüyor. “Barıştan yana olmadığı mı” sorusu gündeme takılıyor. Putin son günlerde bazı ülkeleri tehdit ediyor, buna karşı ise NATO, Rusya sınırında nükleer silah kullanmakla Rusya’ya gözdağı vermekte.
İsrail Gazze’de katliam yapıyor ama buna ABD göz yumuyor ve İsrail’e silah tedarikini devam ettiriyor. Yani anlayacağınız gibi bir savaşa mı sürükleniyoruz?
Afganistan’ı yöneten Talibanlar yakında Rusya’da yasaklı bir örgüt olmaktan çıkacak mı sorusu da son günlerin gündeminde. Rusya, Taliban’la olan ilişkilerini iktidara gelmesinden bu yana sürdürdü. Kabil’deki büyükelçiliğini kapatmadı. Taliban’ın terör örgütleri listesinden çıkarılmasına yönelik hazırlıklar uzun süredir Rusya’da devam ediyor, son günlerde bunun için nihai karar verildi. Bunun nedenlerinden birisi de Orta Asya’da Anglo-Sakson oyununun güçlenmesiydi. Bu arada Afgan Hükümeti Rusya’nın, ülkesindeki savaş sonrası alt yapı onarımına katılmasını da istiyor.
Türkiye Cumhuriyeti’nde ise siyasiler gündem değiştirmekle halkı uyutmaya başladılar. Türkiye Cumhuriyeti’nde halk geçim derdinde, emekli aç ve sefil bir vaziyette iken, kiralar almış başını gidiyor, enflasyon da düşme eğiliminde değil, her geçen gün marketlerde fiyatlar katlanıyor. Et fiyatları düşecek dendi ama Kurban Bayramı’nın yaklaşmasına rağmen ortada hiçbir düşüş belirtisi yok.
MHP Genel Başkanı Devlet Bahçeli geçtiğimiz gün bir cümle kullandı. “Türk Milleti yerine Türkiye Milleti” dedi. Anladığımız kadarı ile Türkiye’de Türklerin azalmasını mı anlatıyor bu kelime. Son günlerde Anayasa değişikliği gündeme oturtulmuşken bir de sokak köpeklerinin ıslahı ve sahipsiz köpeklerin öldürülmesi gündeme geldi, millet aç ve sefil bunu düşünen yok. Son günlerde kapı kapı gezip halkı dolandırmaya çıkanlar da var. Bunlar “Bakanlıktan geliyoruz” diyerek, “Evde sayım yapacağız” diyorlar ve aile bilgilerinizi alıp dolandırıcılık yapıyorlar. Halkımız da bu şık giyimli, bilgisayarlı kişilere inanıyor, sonuç ise malum. Türkiye’de birçok profesör bile dolandırıldı, anlayana!