Aziz Kocaoğlu, İzmir’e dolu dolu hizmet etmiş ender başkanlardan biri.
Onu zaman zaman Dr. Behçet Uz’la yarıştırırım. İkisine de bu kentin halkı çok şey borçlu.
Kocaoğlu, benim gibi; Ege Koop’un Danışma Kurulu’na katıldı. İlk toplantıda bolca sohbet imkanı doğdu.
En merak ettiğim konulardan birini sordum, eski Fuar’ın, yani Kültürpark’ın niye böyle kendi haline bırakıldığını öğrenmek istedim.
Aziz Bey, “Ben son dönemimde burası ile ilgili güzel bir proje hazırlamıştım. Benden sonra seçimi kazanan Tunç Soyer’e sundum. Ancak Tunç Soyer’i başkanlığa getiren lobi buna karşı çıktı, projeyi hayata geçirmemek için ne gerekiyorsa yaptı. Dosya, hala belediyede. Yeni başkan da buna eğilebilir, bu güzel projeyi hayata geçirebilir.”
Bir soru daha:
“Peki sizi belediyeden arayan soran?”
“Hayır, kimse aramadı, aramıyor. Ben de eski bürokratlarımı arayıp onlarla konuşmuyorum. Belediye dışında karşılaşırsak sohbet ediyoruz, o kadar.”
Kasım indirimleri uydurması
Eğer marketlerdeki fiyat etiketlerini takip ediyorsanız, bir önceki hafta okuduğunuz etiketteki rakamı aklınızda tutuyorsanız, her yıl “Kasım indirimi” diye uydurulan bu komedinin nasıl bir kandırmaca olduğunu çok iyi görürsünüz.
Bu ülkede “Fiyat indirimi” diye bir şeyin vuku bulması, mucizedir, hayaldir, yalandır, kandırmacadır.
Piyasalarda oluşan bir gelenek, “Her gün her şeye gıdım gıdım da olsa zam yapmak” üzerine kurulmuştur ve bunun geriye dönüşü diye bir şey mevzu bahis değildir.
Hükümetin piyasa denetimlerini zadece bu Kasım indirimi safsatası üzerine odaklanarak yapması bile eline çok şeyler sunacaktır.
Yeni yıl yaklaşıyor.
Herkeste bir hazırlık.
Zam hazırlığı.
Kahveci esnafından fırıncıya, hamam işletmecisinden dolmuşçuya kadar herkes zam hezeyanına kapılmış gidiyor. Bu hezeyan, biraz da çaresizliğin ve dönen çarkların yağlanmamasının eseridir.
Kasım indirimleri bu bakımdan ciddiye alınmayacak bir gösteridir ve bu gösterinin perdesi hiç kapanmaz.
O konserler tarihe karışabilir
Sözde yüksek konser maliyeti nedeniyle Mansur Yavaş’ı köşeye sıkıştıran hükumet, belli ki bundan sonra bu konudaki tutumunu sürdürecek.
Belediyelerin düzenlediği konserler, ünlü sanatçılara ulaşamayan halk için çok önemli bir fırsattı ama nedense hep yüksek maliyetli oldular.
İddiaya göre bazı belediyeler, maliyeti yüksek gösterip az ödeyerek bazı açıklarını kapadılar.
Ama gelinen noktada bu konserlerin artık tarihe karıştığı görülüyor.
Kimse başının ağrımasını istemeyecek, konserleri farklı konseptte geçiştirecek.
Ya da ünlü sanatçılar, 29 Ekim, 30 Ağustos, 9 Eylül gibi özel günlerde “Vatan millet Sakarya” deyip ücret almadan sahneye çıkacak.
Böylece ünlerine ün katmış olacaklar.
İBRAHİM ORMANCI
Türkçe'de sadece 8 ünlü varken, Türkiye'de kendini ünlü sanan en az 8 milyon insan var!
***
Bağrımdaki ütü izini izah edeyim. Baylar siz siz olun eşinize ''Kafamı ütüleyeceğine gömleklerimi ütüle kadın'' demeyin!
***
Kadınların giydikleri terlikler bence tüy gibi hafif olmalı. Misal hanım kızıp bana terlik fırlattığında canım yanmamalı!
***
Sabreden derviş bile yandaş kanalları bile izleyince delirmiş!