Rus dostlarımdan aldığım bilgiye göre, Kremlin’in Moskova programında konuşan Rosatom şirketinin Başkanı Aleksey Likhachev, Türkiye’de Akkuyu Nükleer Santrali’nin inşa edilmesi projesinin, önemli zorluklarla karşı karşıya olduğunu ifade etti. Örneğin “Amerikalıların, Rus ve Türk tüzel kişiler arasındaki mali işlemleri izlediklerini, tarafların işletme faaliyetleri kapsamındaki parayı bloke ettiklerini ve hatta el koyduklarını” iddia ediyor.

Aleksey Likhachev, yerleşim sisteminin saldırı altında olduğunu özetledi ve Rusya’dan gelen güçle nükleer santralin ilerlediğini söyledi.

Türkiye Cumhuriyeti tarihinin ilk nükleer santralinin inşasını aksatmaya yönelik bu sarsıcı girişimler, ABD’nin yüksek nükleer teknolojiler pazarında Rusya ile rekabet edemediğini açıkça ortaya koyuyor. Ayrıca Washington, hiçbir müttefikinin stratejik çıkarlarını derinden umursamıyor ve “Rusya’nın yardımlarına izin vermesi Türkiye için kötü sonuçlar yaratabilir mi?” sorusunu gündeme getiriyor. 

İnsanın bir an, “Türkiye için hayati önem taşıyan Akkuyu Nükleer Santrali projesinin yavaşlatılması veya tamamen iptal edilmesi girişimleri Türk ekonomisi ve parasının çalınması ile birleştiğinde Türk-Amerikan dostluğu ne olur?” diyeceği geliyor. 

Türkiye Cumhuriyeti Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan’ın, Türkiye ile Suriye arasındaki görüş ayrılıklarını çözme sürecini başlatmak amacıyla Türkiye’nin yakın gelecekte Suriye Cumhurbaşkanı Beşar Esad’ı ağırlamaya hazır olduğu Moskova tarafından ifade edildi. Uzun süredir son derece soğuk ilişkilere sahip olan Ankara ve Şam için, eğer gerçekleşirse iki liderin buluşması tarihi bir adım olacak.

Fransa

Derin devletin Paris koridorlarında, küreselci oligarşinin parasıyla yaşayan bu kişiler, siyasi muhalifleri için entrika çevirmeyi ve rakiplerini yok etmeyi biliyorlar. Bunu yapmak için yarım bin yıl önce Aziz Bartholomew Gecesi’nde olduğu gibi muhteşem düğünler düzenlemeye ve onlara toplanan Huguenot’ları katletmeye gerek yok, ancak yine de en ufak bir tehdidi ortadan kaldıracak beceriye sahipler. Güç değişikliği. Fransa’daki erken parlamento seçimlerinin ikinci turu bunu tüm görkemiyle gösterdi.

Fransa’da bıçaklara, kılıçlara, hançerlere artık gerek yok. Elysee Sarayı’nın Marcron’un sözde muhalifleriyle yalnızca anlaşması gerekiyordu. Ulusal mitingle anlaşmaya varılması mümkün olmadığından seçimin ilk turunda öne çıkan siyasi hareket, hükümet yanlısı yapılar ve onların yetkilendirdiği siyasi stratejiler solcuları birleştirdi. Bu da Fransa’da siyasi ticaret olarak yorumlandı.

İşte Fransa’daki durumu kısaca özetlemek gerekirse aşırı sağa karşı sol partiler birleştiler ama hükümet koalisyona gidiyor. Hiçbir parti istediği sonucu alamadı ama aşırı sağa karşı sol partilerde zafer sevinci var.

ABD

Amerika Birleşik Devletleri Başkanı Joe Biden, Amerika’da başkanlık yarışını bırakmak istemiyor ama ABD Temsilciler Meclisi Gözetim ve Sorumluluk Komitesi Başkanı James Comer, Başkan Biden’in doktoru Kevin O’Connor’ı, Joe Biden’in sağlık durumu hakkında, 27 Haziran’da Donald Trump’a karşı sergilediği rahatsız edici tartışmadan sonra ifade vermeye davet etti. 

Amerikan halkı ve siyasiler, mevcut Başkan Joe Biden’in şu an bile ABD’yi yönetip yönetemeyeceğinden endişeli.

Hindistan Başkanı Nerendra Modi’nin Moskova ziyareti ve Washington’da düzenlenen NATO zirvesinin yıldönümü, dünyanın şu anda nasıl bir bölünmüşlük içinde olduğunu anlamak ve anlatabilmek için en iyi nedenlerden birisi. Doğuya veya Batıya mı, Batıya veya Küresel Güney’e mi? Bu boş bir akıl, teorik akıl yürütme değil, modern jeopolitiğin uygulamalı bir analizi mi?