Bazen bir sorununuzu veyahut güzel bir anınızı anlatırken karşınızdaki kişinin sizi dinlemediğini fark ediyor musunuz? Ya da günümüzde hiç kimsenin hiç kimseyi dinlemediğinin, herkesin her konuda mutlaka bir fikri olduğunun farkında mısınız? Peki, bu durumun aslında bizi ne kadar zorladığını ve kendimizi anlatmak için harcadığımız boşa giden zamanı ve emeği düşünebiliyor musunuz? Bazen bazı kişilerden dengesiz davrandığım konusunda şikayetler duyuyordum. Daha sonra bu konu üzerine çokça düşündüm. Neden bazen çok enerjik, bazen de hiç kimseyle tek bir kelime konuşamayacak kadar yorgun hissediyorum? Aslında bu sorunun cevabı basit. İnsan iletişim kurmadan yaşayamaz. Ben de bazen bu dürtüye kapılarak önüme gelen herkesle sohbet etmek isteği ile dolup taşıyorum. Ancak bazen ise anlattığım şeylerin ne kadar anlaşılmadığını, insanların aslında karşısındaki kişiyi ne kadar dinlemekten aciz olduğunu, ne anlatırsam anlatayım daima kendi yargıları kadar beni anlayacaklarını görüyorum ve konuşmaktan vazgeçiyorum. Böyle zamanlarda da insanlar benim dengesiz davrandığımı söylüyorlar. Halbuki hiç kimse daima enerji dolu veya daima mutsuz olamaz. Ki bence zaten olmamalı. Şimdi bahsedeceğim kitap, verilen ilginin bir anda yok olması ve karşınızdaki kişinin sizi dinlemesinin ruha verdiği zararları anlatıyor. Belki de bu kitap size bir yerlerden tanıdık gelebilir. İçinizden bazıları bunun bir çocuk kitabı olduğu düşüncesiyle okumayı es geçmiş olabilir. Fakat “MOMO” aslında yalnızca bir çocuk kitabı olmaktan ziyade yetişkin bireylerin de okuması için yazılmış bir eser. Kitabı okuduğunuzda ne demek istediğimi daha net anlayacaksınız. Kısaca, Momo bir köyde aniden ortaya çıkan küçük bir kızmış. Köylü uzun zaman Momo’nun ailesini arasa da hiç kimseyi bulamamış… Daha sonra ise Momo’yu bağırlarına basarak kendi çocuklarından ayrı tutmamışlar. Momo’nun olduğu yerde her zaman huzur hasıl oluyormuş çünkü  Momo herkesi dikkatle dinliyor ve ruha iyi gelecek sözcüklerle kişiyi iyileştirmeye çalışıyormuş  Öyle ki morali bozuk olan herkese “Bugün Momo’yu görmelisin, o zaman keyfin yerine gelir” tavsiyesinde bile bulunuyorlarmış. Fakat gel gelelim bir süre sonra, yetişkinler Momo’yu  ziyarete gitmeyi bırakmış, hatta kendi çocuklarıyla bile ilgilenmemiş ve zamanlarını boşa harcayacak her türlü şeyi yapmaktan uzak durmaya başlamışlar. Bu da Momo ve diğer çocukları oldukça üzmüş. Birdenbire gelişen bu duruma bir çözüm yolu aramaya çalışan çocukların maceralarını okuyoruz. Kitabı okuduğunuzda insanları dinlememenin yol açtığı sıkıntıları görmüş ve bununla yüzleşmiş oluyorsunuz. Verilen ilginin ortadan kalkmasının insanlarda yol açacağı çöküntüyü ve hüznü hissediyorsunuz. Sözün özü, dengesiz davrandığını düşündüğünüz kişilerin hayatlarında yaşadıkları olayları bilmeden yargılamanın, karşı tarafta yaralar açabileceğini düşünmek gerekir. Karşınızdaki kişiyi dinlemek niyetinde iseniz, gerçekten yargıları bir kenara bırakarak dinlemeli ve o kişinin ruhsal durumunu kötü etkileyecek söylemlerden uzak durmak gerekliliğini göz ardı etmemelisiniz. Bir gün hayatınıza bir Momo girerse, gösterdiği ilgiyi ve anlattığı şeyleri yargılamadan dinlemek erdemini göstermenizi ve onunla birlikte ruhsal yolculuğunuzda ilerlerken mutlu ve huzurlu olmanızı dilerim…