İnsan bedenini kullanır ama bedenindeki birçok şeyle temasını kaybetmiştir. Bedenle temas etmek için derin bir duyarlılığa sahip olmak gerekir. Birçok insan ancak hastalandığı zaman bedeninin farkına varır. Örneğin insanın midesi ağrıdığı zaman midesini hisseder, farkına varır, aslında ağrının farkına varır. Aksi halde mide ile bir teması olmaz. Bedenin herhangi bir yerinde ağrı veya rahatsızlık olduğunda beden farkındalığı oluşur. Bir sorun yoksa farkında da olunmaz.
Oysa ki aslında, tam da her şey yolunda giderken bedenle temas kurmalıyız ve sağlığın keyfini çıkarmalıyız. Bu yeteneğimizi geliştirmeliyiz.
Bedenimiz ile temasa geçerek bedene kulak vermek önemlidir. Çünkü beden bilgedir ve bedene kulak veren insan bu bilgelikten yararlanabilir. Bedeni insanın en iyi dostudur, ona hizmet eder.
Bedeninize kulak verirseniz beden farkındalığı yükselmeye başlar. Bedenle temas kurduğunuzda bedenin sağlıklı halinin tadını çıkarabilirsiniz.
Örneğin birey güneşli bir günde çimlere uzanarak gözlerini kapatıp, güneş ışınlarının bedenine yayılmasını, her hücreye işleyen sıcaklığı, bedende olup bitenleri algılayabilir. Bedeni izleyerek birey içindeki uyumun, varoluşsal müziğin farkına varmaya ve gittikçe bedeniyle daha çok temas kurmaya başlar.
Bedenle temas kurmayan birey bedenini duymaz ve onun uyarılarına uymaz. Bu durumda hastalıklar ortaya çıkar. Hâlbuki hastalık ortaya çıkmadan altı ay önce beden sinyaller vermeye başlar.
Bunun için Dünya Değişim Akademisi bize önemli bir değişim programı sunuyor: “Farkındalık Sanatı”.
Bu değişim programı sekiz seanstan oluşan ve bir ayda tamamlanan bir çalışmadır. Her seansta farkındalık hakkında bilgilendirme ve ardından pratik uygulama yapılmaktadır.
Kendini değiştir dünyan değişsin, dünyanı değiştir dünya değişsin!