Eylül ayının gelmesiyle birlikte Türk televizyonu yine gümbür gümbür geri dönmeye hazırlanıyor. Geçtiğimiz dönemde konuştuğumuz birçok dizi yeni sezonuyla yeniden gündeme gelirken, diğer yandan birbirinin aynısı yeni diziler de yayın hayatına başlamaya hazırlanıyor. Türk dizi sektörü ile ilgili birçok eleştiri yaptım şimdiye kadar. Ancak bu sene gerçekten çok daha fazla eleştiri yapılacak gibi gözüküyor, çünkü sektör gerçekten almış başını gidiyor. Öncelikle yeniden şunu vurgulamak istiyorum. Bizim ülkemizin artık maalesef ki çivisi çıktı. Ya da biz daha önce medyayı bu kadar efektif kullanmadığımız için bu rezillikleri bu kadar fazla görmüyorduk. Küçücük çocukların öldürüldüğü ve günlerce, aylarca hatta yıllarca bulunamadığı, suçluların cezalarını asla çekmedikleri bu ülkede yayınlanan dizilerden de aslında pek de bir şey beklememek gerektiğini kendi gözlerimizle görüyoruz. 

Yeni sezonda yeniden ekrana gelecek dizilerle başlayacak olursak, sürekli bahsettiğimiz iki çok konuşulan diziyi anlatalım. Bunlar elbette Yalı Çapkını ve Kızılcık Şerbeti. Aynı gün yayın hayatına başlayacak olan bu iki dizi de, aynı entrika dolu serüvenini bu sezon da devam ettirecek. Çok fazla eleştiri almalarına rağmen aynı zamanda da çok büyük bir seyirci kitlesine sahip olan dizilerin içeriğinde, aldatma, ihanet, mafya ne ararsanız var. Yalı Çapkını dizisinin bu yıl son sezonu olduğu ve artık senaryonun ilerleyemediği bir gerçek. Diğer yandan ise Kızılcık Şerbeti bu sezonda da reyting rekorları kıracak gibi gözüküyor. Yayınlanan yeni sezon fragmanlarında bile reytinglerin nasıl olacağını izlenme rakamlarından tahmin edebiliyoruz. 

Gelelim bu sezon ilk defa yayın hayatına başlayacak olan dizilere. Yaklaşık 10-15 tane yeni dizi yayın hayatına başlamaya hazırlanıyor. Elbette birçoğu muhtemelen en fazla 20’nci bölüme kadar gelebilecek, ancak konuları itibariyle Türk televizyonlarında ne kadar mide bulandırıcı bir sezon göreceğimizi de öngörebiliyorum. İlk dizi Ertan Sabah’ın başrolünde yer aldığı ‘Kötü Kan’. Ertan Sabah’ı severim, ancak dizinin konusunu hiç beğenmedim. Konu şu; bir gece kulübünün güvenlik müdürlüğünü yaparken tehlikeli bir mafya grubuyla başı derde giren eski polis memuru Kartal'ın yıllardır uzakta yaşayan çocuklarının yanına taşınmasıyla, bir yandan bulaştığı mafya batağından kurtulmaya çalışmasını, bir yandan da çocuklarına baba olabilmenin sınavını izleyeceğiz. İçerisinde mafya olmadan kendini izletemeyecek bir dizi daha yani. Bir diğeri ‘Leyla’ küçük yaşta annesini kaybeden bir kızın babasının yeniden evlenmesiyle hayatı altüst olur. Devamında ise kız bir intikam niyetine girer. Buyurun, yeniden bir intikam hikayesi.  

Bir diğeri ‘Siyah Kalp’. İkizlerini terk eden bir anne, annelerini bulmaya çalışan çocuklar ve üvey baba. Hikaye yine bir ailenin çöküşü ve intikam. Son olarak bahsetmek istediğim dizi ise ‘Bir Gece Masalı’ daha isminden bile bence seyirci kaybetmesi gereken bir dizi. Burak Deniz’in başrolünde olduğu dizinin kadın başrolü ise Su Burcu Coşkun. 33 yaşındaki bir adamla 19 yaşındaki bir kadını nasıl birbirine aşık bir çift rolüne layık gördünüz? Ayrıca bu iki oyuncu birlikte yıllar önce oynadıkları dizide, biri ablasının nişanlısı diğeri ise 13 yaşında bir çocuktu. Nasıl oldu da 19 yaşında diye bu kadar yaş farkı olan iki oyuncuyu yan yana koyabildiniz? Tabii içinde töre ve mafya olan bir diziyse bu normal değil mi? Siz de haklısınız. Anlaşıldığı üzere Türk televizyonu bu yıl da izleyenleri ekrana kilitleyecek. Umuyoruz ki bu izlediklerinizin sadece bir dizi olduğunun idrakine varabilir, mafya, ihanet, cinayet veya töre gibi konuların gerçek hayatta cezası olduğunu algılayabilirsiniz.