Uzman Diyetisyen Gizem Bahadır, duygusal açlık konusuna dikkat çekerek, bunun bir açlık durumu olmadığını vurguladı. Bahadır, duygusal açlığın stres, üzüntü ve kaygı gibi duygusal durumlar sırasında yeme isteğinin ortaya çıkması olduğunu belirtti. Bu durumun, çocukluk çağında yaşanan olumsuzluklar, ergenlikte çevrenin tutumu, stresle başa çıkamama ve yanlış diyetler gibi çeşitli nedenlerle tetiklenebileceğini ifade etti.
Bahadır, duygusal açlığın, fiziksel açlıktan farklı olarak, kişinin gerçek açlık hissetmediği durumlarda bile yemek yeme arzusuna yol açtığını belirtti. Bu tür bir yeme davranışının kısa vadede anlık rahatlama sağlasa da uzun vadede duygusal ve fiziksel sağlığa zarar verebileceğine dikkat çekti. Duygusal yemenin, kişinin gerçek açlık sinyallerini göz ardı etmesine ve aşırı yeme eğilimlerine yol açabileceğini söyleyen Bahadır, bu durumun sağlıksız kilo alımına ve yeme bozukluklarına neden olabileceğini belirtti.
BELİRTİLER
Duygusal açlığın belirtilerine değinen Bahadır, tok olunsa bile sık sık yemek yemeye yönelmenin, stres, üzüntü ya da kaygı anlarında yemek yeme isteğinin artmasının duygusal yeme davranışının göstergeleri olabileceğini ifade etti. Fiziksel açlıkta ise kişinin vücudunun gerçek besin ihtiyaçlarını karşılamak için yediğini ve yeme işlemi sonrasında doygunluk hissi oluştuğunu belirtti.
Bahadır, duygusal yeme ile başa çıkmak için sağlıklı beslenme alışkanlıklarının benimsenmesi gerektiğini vurguladı. Kısıtlayıcı ve zorlayıcı diyetlerin duygusal yeme eğilimlerini artırabileceğini belirten Bahadır, bu nedenle uygun kalori alımını sağlayacak dengeli diyetlerin tercih edilmesi gerektiğini ifade etti. Ayrıca, düzenli fiziksel aktivite, yeterli uyku ve stres yönetiminin de duygusal açlıkla başa çıkmada önemli rol oynadığını ekledi.