Ben bu yazıyı yazarken, Türkiye seçime hazırlanıyor. Sosyal medyayı sosyal paylaşım sitelerini hemen hemen hepimiz kullanıyoruz. Arada sırada farklı paylaşımlar yapmak hoşuma gidiyor. Beğendiğim bir manzara, ruhuma dokunan bir söz, masum bakan bir hayvan, yağmurlu gökyüzü gibi. Geçtiğimiz haftalarda bir şarkı paylaştım içinde; “Vapurlar yanaşıyor içinden sen inmesen de Şu son bir buçuk sene gerçek bir düşüştü Sana olan aşkım artık bir deliliğe dönüştü Kavgalar ve polisler, dost kazıkları ve hapisler Tüm bunlar olurken çocuk büyümüştü Akıyormuş zaman, ben ittirmesem de Gülümsersem sana gülecek misin sen de Günler karışıyor, insan alışıyor Vapurlar yanaşıyor içinden sen inmesen de” sözleri olan. Bu şarkıyı paylaştıktan sonra bir sürü mesaj aldım. Âşık mısın? Bunalımda mısın? Canın mı sıkkın? Seni iyi görmüyorum! Hayırdır bir şey mi oldu? Oysa sadece sevdiğim bir şarkıydı. “Yüz Yüzeyken Konuşuruz” grubunu ve şarkılarını seviyorum. Olay sadece bundan ibaret! İyiydim, âşık değildim, bunalımda hiç değildim. Beğendiğim bir şarkı nasıl da algı oluşturmuştu kitlelerin üzerinde. İşte algı böyle bir şey arkadaşlar. Bir şarkı, bir söz, bir hareket, bir fotoğraf, bir paylaşım, insanlar üzerinde beklenmedik etkiler oluşturabiliyor. Algı yönetimi başlı başına bir disiplin. Seçim propagandaları yapılıyor. Siyasiler kazanmak için seçim politikaları gereği doğru yâ da yanlış kitleler üzerinde belirli bir algı oluşturmaya çalışıyor. Adayların fotoğrafları sokaklara asılmış durumda. Birçok yerde gözüme çarpan bir şey oldu. Adayların fotoğraflarını kesip, gözlerini oyup asılan pankartlara zarar vermişler. Kesip biçerek, bir resme zarar vererek yanlış bir algı oluşturabilirsiniz. Bu yanlış algının vebalini ödeyemezsiniz. Aynı fikirde olmamamız zarar verebileceğiniz anlamına, bu hakka sahip olduğunuz anlamına gelmiyor ki, bu yapılan kitleler arasında düşmanlığa nefrete sebep olacaktır. “Had” kelimesini çok severim. Kelimenin anlamı nedir bilir misiniz? Had; bıçağın keskin yeri demektir. Biraz sınırınızı aştığınızda acıtır, biraz daha sınırınızı aştığınızda ise karşınızdakini kanatır. İşte “haddini aşmak” deyimi buradan gelir. Siz haddinizi aştığınızda karşınızdaki acır ve kanar! Öyle yâ da böyle her seçimin bir kazananı olduğu kadar bir kaybedeni de olacaktır. Seçim sonuçlarında ne olursa olsun bize düşen haddimizi bilmek, aynı toprakları paylaştığımız ama bizimle aynı fikirde olmayan insanlara saygı duymaktır. Yanlış algı yaratmaya, had aşmaya bu ülke topraklarında aynı fikirde olmadığınız ama aynı bayrağın altında yaşadığımız insanlara saygısızlık yapmaya gerek yok. Seçimler gelir gider millet, devlet baki kalır. Unutmayın; ittirmeseniz de akıyor zaman… Huzurla sağlıkla…