Düşünün bir sabah uyanıyorsunuz, sıradan bir gün… Ama birden aklınıza öyle bir soru geliyor ki, o güne kadar kimsenin üzerine kafa yormadığı bir konu! İşte Isaac Newton’un farkı da bu. Genç yaşında, "Renk nedir?" sorusunu sorup, odasına koşup bir prizma bulacak kadar meraklı. Renklerin gizemini çözme arzusuyla, bir güneş ışığını prizmadan geçiriyor ve karanlık odasında bir gökkuşağı beliriyor. Ne sihirli bir an olmalı o an!

Newton’un bu deneyle başlattığı keşif, bizi bugün evrenin sırlarını anlamaya kadar getirdi. Güneş ışığının beyaz değil, birçok renk içerdiğini öğrendiğimiz o günden bugüne, renkler hakkında bildiğimiz her şey bu deneyle şekillendi. Ama bir yandan da işin duygusal tarafı var… Şair John Keats gibi romantikler, Newton’un bu bilimsel keşiflerini pek de hoş karşılamamışlar. Keats, gökkuşağının büyüsünün bozulduğunu düşünmüş.

Bilim bazen soğuk, kesin gerçekleriyle romantizmi yerle bir eder. Ama renkler üzerine düşündüğümüzde, işin romantik kısmını da kaybetmemek gerek. Gözlerimizle gördüğümüz renkler sadece bir algıdan mı ibaret? Yoksa gerçekten varlar mı? Örneğin, bir köpeğin gözünden baktığımızda, onun renk dünyası bizimkinden oldukça farklı. Biz gökkuşağında kırmızı, turuncu, sarı, yeşil, mavi ve moru görürken, köpekler sadece mavi ve yeşili görebiliyor. Renk algısı işte bu kadar ilginç ve karmaşık.

Bir de kelebeklere bakalım. Bizim üç renk konimiz varken, kelebekler altı renge duyarlı! Onlar bizim hiç göremediğimiz kızıl ötesi ve mor ötesi ışınları da algılayabiliyorlar. Ama bu da yetmez! Renk algısında zirveyi mantis karidesi alıyor. 16 adet renk konisine sahip bu ilginç yaratık, gördüğümüz her rengin “ötesini” bile görebiliyor. Onun dünyasında her şey adeta bir renk patlaması!

Ama işte hayat böyle; kimimiz sadece temel renklerle yetinirken, kimimiz milyonlarca rengi görebilecek potansiyele sahibiz. Ancak her şeyin ötesinde, renklerin bize ne ifade ettiği, ne hissettirdiği önemli. Bilim bize renklerin fiziksel gerçekliğini anlatsa da, onları nasıl gördüğümüz tamamen bizim algımıza, hayal gücümüze ve duygularımıza bağlı.