Sanat, tüm dünyada farklı yorumlanabilecek, insanda hayranlık uyandıracak, evrensellik, güzellik ve yaratıcılık barındıran, yepyeni bir yapı inşa etme durumudur. Bir sanat eserine birkaç dakika bakarak, anlatmak istediği konuyu anlamak pek mümkün değildir. Özellikle resim ve mimari açıdan bakıldığında, ekollere hakim olmak, türlere ve ressamların hayatlarına dair bilgilere sahip olmak, bir tabloyu yorumlarken ihtiyaç duyulacak birikimlerdir. Bunlara örnek olabilecek en önemli eserlerden biri de Raffaello Sanzio’nun “Atina Okulu” eseridir. Peki Raffaello eserde neler anlatmak istemiştir?
Mimari perspektif kullanımıyla derinlik hissi yaratarak mekanı daha gerçekçi hissettirme becerisiyle büyük ressamların arasında yerini almış Raffaello Sanzio, en ünlü eseri “Atina Okulu” ile bilinen ve kendisinden sonra birçok büyük ressamı etkisi altına almış, önemli bir adamdır. Atina Okulu, sanat camiasında çok önemli bir yere sahip eşsiz bir eser olmakla beraber, Raffaello eserin bitişini ne yazık ki görememiştir.
İtalyan ressam ve mimar Raffaello, son derece üretken bir sanatçı olup genellikle yardımcıları ile birlikte büyük bir atölyede çalışırdı. Ancak buradaki birçok eseri ve eskizleri maalesef günümüze kadar ulaşamamıştır. Çalışmalarında, şekillerin belirginliği ve insan ihtişamının neoplatonik (Platon’un insan hakkındaki fikirleri) fikirleri ifadesindeki görsel başarıları sebebiyle oldukça takdir görmüştür.
Atina Okulu, entelektüel kavramları görsel olarak temsil eden en ünlü eseridir. Raffaello ve yardımcıları, 1508 yılında Papa II. Julius’un Vatikan Sarayı’ndaki özel odasını yeniden dekore etmek amacıyla eseri hazırlamaya başlamıştır. Raffaello tablodaki her figürü dikkatlice tasarlamış ve hepsini adeta birer canlıymış gibi resmetmiştir. Bu eserdeki figürler, Antik Yunan felsefesinin ve farklı ekollerin önde gelen isimlerini temsil eder.
Michelangelo ve Leonardo da Vinci ile dönemin geleneksel üçlüsü olarak görülen ressamlar, muazzam derecede üretken olup, ölümlerinden sonra değer gören sanatçılar olmuşlardır. Atina Okulu tablosu da ressamların ve dönemin ünlü ekollerini temsil eden düşünürlerin bir arada olduğu nadir eserlerden biridir. Temelinde felsefe aracılığıyla rasyonel gerçeğin peşinde koşmayı temsil eden eserde, farklı düşünce okullarını temsil eden iki büyük Yunan filozofu olan Platon ve Aristoteles’in de figürleri de tam ortada olacak şekilde yer alır. Platon’un elinde eseri Timaeus ve Aristoteles’in elinde ise Ethics yer almaktadır. Platon yukarıyı gösteren eliyle bilginin tüm kaynağının gökler olduğunu, Aristoteles ise tam tersine yeri göstererek bilginin kaynağının yeryüzü olduğunu tasvir eder. Diğer büyük düşünürlerden biri olan Sokrates ise zeytin yeşili kıyafetiyle hemen yanındaki dinleyicilere felsefe hakkında bilgi verirken resmedilmiştir.
Öğrencileriyle birlikte oturan ise Pisagor’dur. Önünde yer alan küçük tabloda müzik ve matematik üzerine teorileri görmek mümkündür. Pisagor’un hemen diğer tarafında ise Öklid, elindeki bir pergelle genç öğrencilere bir şeyi göstermekte ve öğrenciler de heyecanla gösterilen şeyi kavramaya çalışır şekilde gösterilmiştir. Merdivenlerde bulunan yaşlı adam ise Diyojen’dir. Sade bir hayat yaşayarak ve kültürel gelenekleri eleştirerek anlaşmazlığa neden olan Dijoyen, toplumdan uzaklaşmayı ve bir varil içerisinde yoksulluk içinde yaşamayı seçmiştir. Raffaello’nun ilk çizilerinde görünmeyen, ancak sonradan eklendiği düşünülen, tabloda en yalnız kişi olarak resmedilen kişi ise Herakleitos’dan başkası değildir.
Resimde yer alan figürler rasgele değil, belli bir ahenge göre yer almıştır. Tablo aslında ortadan ikiye ayrılmış şekilde çalışılmıştır. Figürler de buna göre yerleştirilerek bir uyum yakalanması sağlanmıştır. Yunan Tanrılarının da yer aldığı eserde, güneş, müzik ve şiir tanrısı Apollo solda, savaş ve bilgelik tanrısı olan Athena ise sağ tarafta konumlandırılmıştır.
Atina Okulu ile ilgili açıklayıcı hiçbir belge günümüze ulaşmazken, diğer figürlerin kimler olduğuna dair birçok spekülasyonlar vardır. Ancak tüm bunlara rağmen bu eser, Rönesans Dönemi’nin en önemli eserlerinden biri olarak tanımlanır.
Pekii, siz sanat denilince hangi duyguları hissediyor ve “Atina Okulu” tablosunda ne anlatılmak istediğini düşünüyorsunuz?