Sosyal medyada gördüğünüz her şeye inanmayı bırakın. Geçtiğimiz günlerde, Instagram kapanmadan hemen önce, bir iddia ortaya atıldı. Bu iddiaya göre Ballerina Farm isimli bir çiftliğin sahibi olan Hannah Neeleman, Instagram’da paylaştığı ve milyonlara ulaştığı günlük yaşamının arkasında aslında kocasının eve hapsettiği bir kadın. Sosyal medyada paylaştığı 8 çocuklu hayatında her şeyi organik ve eski usulle kendisinin yaptığı görülürken, aslında işin arka yüzünde Hannah, kocasının isteği ile 8 çocuğunu da evde doğurmuş ve hiçbir yardım almadan hem çocuklarını büyütüp hem de ev işlerini tek başına yapmak zorunda kalmış. Bu iddialar Hannah ve eşinin verdiği bir röportajdan doğdu, ancak sosyal medyada büyük bir yankı uyandırdı. İşin ilk başına dönersek Hannah’nın hikayesi şöyle:

Hannah Neeleman, 25 Haziran 1990 tarihinde ABD'nin Utah eyaletinin Springfield şehrinde Hannah Wright ismiyle doğmuş. Mormon bir ailede büyüyen Hannah, küçük yaşlardan itibaren balerin olma hayali kurmuş ve hatta 14 yaşında Juilliard Okulu'nun yaz bale programına katılmış, 16 yaşında ise Brigham Young Üniversitesi'nden burs kazanmıştı. 2011 yılında, ünlü havayolu firmalarının sahibi David Neeleman'ın oğlu Daniel Neeleman ile tanışan Hannah, kısa sürede nişanlanarak aynı yıl içinde evlendi. Çift, ilk yedi yılını Brezilya'da geçirip 2018 yılında Amerika'ya dönerek Ballerina Farm'ı satın aldı. Ballerina Farm'da çiftlik işleri Hannah ve Daniel tarafından yürütülürken, aile doğal, sürdürülebilir bir yaşam sürmekte. Hannah, sosyal medya hesaplarında çiftlik yaşamını paylaşarak büyük bir takipçi kitlesi oluşturdu ve TikTok'ta 7.5 milyon, Instagram'da 9.1 milyon ve YouTube'da 1.6 milyon takipçiye ulaştı. 

Ancak son günlerde Ballerina Farm, Article Times dergisine verdikleri röportajla dikkat çekti. Hannah, çocuklarını büyütürken, modern aile yapısının dışında bir yol izlediğini ve bir çocuk bakıcısına başvurmadığını belirtiyor. Ancak bunun kocasının bakıcı istemediği şeklindeki telaffuzu sosyal medyada gündeme oturdu. Eşi Daniel’in her öğününü baştan sona kendisi hazırlayan Hannah’nın  bu yoğun tempo nedeniyle zaman zaman sağlığının olumsuz etkilendiğini ve günlerce yataktan kalkamadığını ifade etmesi de önemli bir detaydı. Ayrıca, Hannah’nın doğum sürecindeki tercihleri de büyük bir merak konusu oldu.  Neredeyse tüm doğumlarını ağrı kesici kullanmadan gerçekleştiren Hannah, bu seçimiyle geleneksel doğum yöntemlerine olan bağlılığını aktarmak istemiş gibi bir görüntü oluşturuldu. Ancak, kızı Martha'nın doğumu sırasında iki hafta gecikme yaşanması ve bebek ağırlığının 4.5 kilo olması nedeniyle epidural yapılması gerektiğini ve bunun ise eşinin haber olmadan aldığını, çünkü eşinin epidural alınmasına karşı olduğu iddiaları da gündeme geldi. 

Tüm bunlar üzerine sosyal medyada açıklama yapan Hannah, yazılanların yanlış anlaşıldığını, bu hayatı kendisinin seçtiğini belirtti. Tüm bunların altında bahsedilen iddiaların doğruluk payı var mı bilinmez ancak, ateş olmayan yerden de duman çıkmaz. Kariyerini geride bırakıp hayatını eşi ve çocuklarına adayan kadınlara büyük bir saygı duyarım, ancak bence bir insan kendi hayallerini bir aşk uğruna geride bırakmamalı. Artık takdir herkesin kendi inancına bırakılmış. Umarız Hannah dediği gibi seçtiği ve mutlu olduğu bir hayat yaşıyordur.