Dünyanın döndüğünü hepimiz biliyoruz. Dünya dönerken bizler de dönüyoruz. Her şey değişirken değişmeyen tek şey değişimdir diyen Herakleitos ne güzel söylemiştir. Aslına bakacak olursanız tam olarak “Değişmeyen tek şey değişimin kendisidir. Değişmeyen insan düşünmüyor demektir.” demiştir. Buradan yola çıkarak değişime ayak uyduramayanın hayatta kalamayacağını anlamış olmamız gerekecek. Sosyal dünyamız eskisinden çok farklı artık, dijitalleşmenin hızına en gencimiz bile bazen ayak uyduramıyor. Her yeniliği takip edemesek de eski kafaları yıkmamız lazım diye düşünüyorum. Sorgulayan, daima dozunda şüpheci bir yaklaşımla olaylara yaklaşmalıyız. Her gördüğünü sorgulamadan kabul eden, yanlış olanın düzeltildiği koşulda bile yanlışından dönmeyen bir insanoğlu var. Dediğim dedik, çaldığım düdük insanlar ne yaparsanız yapın sözlerinden dönmezler. Sosyal hayat artık sokaklarda değil, sosyal hayat artık tam anlamıyla telefonların içinde, bu dünyayı anlamamız gerekiyor. Ne kendimizi kaptırıp içinde kaybolmalıyız, ne de şeytan görmüş gibi uzak durmalıyız. Her zaman dozunda şüpheci bir yaklaşım sergilemeliyiz. Septisizm’de mutlak gerçeğe ulaşılamayacağı gibi internette de septik bir yaklaşımla gördüklerimize yaklaşmamız lazım. Çünkü internet doğru bilgiler ve güzelliklerle dolu olduğu kadar yanlış bilgiler ve kötülüklerle doludur. Bazen kötü tarafı daha ağır bile basabilir. Ne de olsa herkes anonimdir. Özgür dünyanın getirdiği avantajlar kadar dezavantajlar da vardır bu da onlardan biridir. Bunlar kullanıcıların gözünü korkutmamalıdır. Güvende kalın, internetten korkmayın. Dozunda şüphecilik her zaman faydalıdır…