Futbol, insanların beynine o kadar derin zuhur etmiştir ki; spor, deyince akıllara ilk futbol gelir.  
Anlam daralması, anlam genişlemesi, dilbilgisi kavramlarını bir tarafa bırakırsak hem futbol oynayanlar için, hem de futbol seyredenler için gerçekten de futbolun tadı bir başkadır.
Öyle gözüküyor ki, yakın çağlarda hiçbir spor dalı futbolun yerini alamayacaktır.
Meseleye futbolla başladım ama derdim başka…
Ülkemizde son zamanlarda çok büyük başarılara imza atan, Avrupa ve Dünya Kupalarında boy gösteren voleybol takımından ve tabii ki voleybol sporundan bahsetmek istiyorum.
Voleybola,” Türk Sporu” dense yanlış olmaz, yıllardır voleybolda çok iyiyiz. Ciddi başarılara imza attık.
Avrupa ve dünya maçlarında final oynamış, Avrupa şampiyonu olmuş bir ülkeyiz.
Filenin sultanları…
Ebrar, Vargas, Eda Erdem, Hande, Cansu, Zehra, Elif, Gizem… 
Kadın, spor, rejim, iktidar…
Voleyboldaki başarının ardından gelen gündem…
Kazanılan bir futbol maçından sonrada konu futbol olur.
Oyuncular gündeme taşınır.
Her biri için bir şeyler denir.
En çok da oyuncuların özel yaşamı konuşulur.
Biz yine voleybola dönelim! 
Belçika-Türkiye voleybol maçını izledim…
“Voleybolun Sultanları” beni gerçekten büyülediler…
Kafamda bir sürü düşünceler oluştu.
Çıkarımlarda bulundum.
İnsanın, aklını kullandığında neleri başarabileceğini kavradım.
Beden ve akıl birliği…
Ebrar, Vargas yükseliyorlar, sahanın neresi boş ise topu oraya vuruyorlar…
Smaçların hepsi sayıya dönüşüyor.
Saha kontrolü mükemmel…
Uyum, oyun kurma, taktik…
Ancak bu kadar olur...
Buna aklın gücü diyorum.
Belçikalılar, Türkleri gerçekten kıskandılar…
Bir şeyler doğru yapıldığında sonuç alınabiliyormuş. Bunu Belçika maçında Türk voleybolcular bizlere gösterdiler.
Görmeyen gözümüzün içine soktular…
Kara düzen yapılan işler değil, bir plan dâhilinde, bilimsel temelli, akılcı, mantık çerçevesinde yapılan işler güzel sonuçlar verir.
Voleybolda güzel işler yapılıyor. 
Neden futbolda başarılı değiliz?
Oyuncular, futbolu beyinleri ile değil bedenleri ile oynuyor. 
Teknik yok, plan yok, akıl yok…
Sporcu aklını kullandığında ortaya oyun ve başarı çıkar…
Yaşamın her alanında öyle değil midir?
Ne işle meşgul olursanız olunuz, aklınızı kullandığınız oranda var olursunuz.
Bugün Avrupa’nın, her alanda üstün olmasının tek nedeni aklını kullanması değil midir?
Sokrates, Pisagor, Heraklitos, Eplaton, Aristo, Demokritos, Tales, Epikür…
Ağır sanayi, teknoloji, bilim, sanat…
Hiçbir şey tesadüf değildir.
Bunu Belçika-Türkiye voleybol maçında bizzat gördük.
Voleybol takımı resmen bir level atlamış.
Hem de öyle böyle bir level değil…
Voleyboldaki bu başarı umarım tüm spor dallarına örnek teşkil eder!