İş dünyasındaki sürekli değişimlere ayak uydurmak zor olabilir. Her büyüklükteki şirketler yeni teknolojiler, rakipler ve ekonomik koşullar tarafından zorlanabilirler. Bunu akılda tutarak, şirketlerin başarılı olmak için değişime etkili bir şekilde uyum sağlaması ve onunla başa çıkması gerekir.
“Değişim hayatın yasasıdır. Ve sadece geçmişe veya bugüne bakanlar geleceği kaçıracaklarından emindirler.” — John F. Kennedy
Geleceğe daha hızlı bir şekilde hazırlanmak için iş dünyasının bu durumla başa çıkma stratejilerine daha yakından bakalım.
Kendinizi dijital olarak dönüştürün
Dijital dönüşümde, şirketler çalışma biçimlerinde değişiklik yapmak için teknolojiyi kullanırlar. Bu durum yeni yazılım yüklemekten yeni ürün ve hizmetler geliştirmeye kadar her şeyi içerebilir. Verimliliği, üretkenliği ve müşteri memnuniyetini artırmanın yanı sıra, dijital dönüşüm şirketler arası rekabet gücünü de iyileştirebilir.
Günümüz iş dünyasında çalışan biri olarak dijital dönüşümü nasıl benimseyebilirsiniz? Yeni teknolojilere yatırım yapmak bir öneridir. Makine öğrenimi, yapay zeka ve bulut bilişim, bu tür teknolojilerin örneklerindendir.
Görevlerin otomatikleştirilmesi, karar alma süreçlerinin iyileştirilmesi ve yeni ürün ve hizmetlerin oluşturulması bu teknolojiler aracılığıyla gerçekleştirilebilir.
Modern küçük işletme ortamında, küçük işletme sahiplerinin %93'ü işlerini yönetmek için en az bir teknoloji platformu kullandığını söylüyor. Ortalama bir şirket sahibinin aynı anda kullandığı platform sayısı ise 3. Ankete katılanların %85'i teknoloji platformlarının işlerini başlatmalarına ve devam ettirmelerine yardımcı olduğunu ve %94'ü ise teknolojinin verimliliği artırmaya yardımcı olduğunu söylüyorlar.
Dijital dönüşümü benimsemek için işiniz hakkında düşünme şeklinizi değiştirmeniz önemlidir. Örneğin, kendinizi geleneksel bir şirket yerine bir e-ticaret şirketi olarak düşünmeye başlayın. Sonuç olarak, daha fazla müşteriye ulaşabilir ve daha fazla ürün ve hizmet satabilirsiniz.
Güçlü yönlerinize odaklanın
Başa çıkma stratejisi olarak güçlü yönlerinize odaklanmak da önemlidir. Nelerde başarılısınız? Şirketinizi rekabette nasıl farklılaştırıyorsunuz?
Bu nedenle, zamanınız ve enerjiniz iyi olduğunuz şeylere odaklanmalıdır. Sonuç, sizin için daha yüksek bir başarı seviyesi ve daha az stres olacaktır.
Güçlü yönlerinizin ne olduğundan emin değilseniz, şirket çalışanlarınıza, müşterilerinize ve akıl hocalarınıza danışın. Güçlü yönlerinizi bilerek, onları geliştirmeye ve etkili bir şekilde kullanmaya odaklanabilirsiniz.
Müşteri odaklı olun
Günümüzün rekabetçi pazarında iyi bir müşteri deneyimi sağlamak esastır. Bir şirket müşterilerine olumlu bir deneyim sunarsa, onunla iş yapma olasılıkları daha yüksek olur.
Nereden başlayacağınızı bilmiyor musunuz? Müşteri deneyimini birçok şekilde iyileştirmek mümkündür.
Müşterilerin sizinle iş yapmasını kolaylaştırmak bunu başarmanın bir yoludur. Müşteri hizmetleri mükemmel olmalı, web sitesi ve mobil uygulama kullanıcı dostu olmalıdır.
Müşteri deneyimini kişiselleştirerek iyileştirmek de mümkündür. Ürünlerinizi ve hizmetlerinizi müşterilerinizin bireysel ihtiyaçlarını karşılayacak şekilde uyarlamalısınız.
Araştırmalar tüketicilerin %71'inin şirketlerden kişiselleştirme beklediğini ortaya çıkartıyor. Ayrıca, tüketicilerin %80'i kişiselleştirilmiş deneyimler sunan şirketlerden satın almayı tercih ediyor. Tüketicilerin %78'inin deneyimlerini kişiselleştiren markaları tavsiye etme ve tekrar satın alma olasılıklarının daha yüksek olduğu da bilinen bir gerçek.
Kişiselleştirilmiş deneyimler yaratmak için müşteri davranışları ve tercihleri hakkında veri toplayabilir ve bunları kullanarak müşteriye önerilerde bulunabilirsiniz.
Güçlü bir ekip kurun
Sahip olduğunuz en önemli varlık ekibinizdir. Neden mi? Ekibiniz güçlü değilse, işinizin başarılı olması imkansıza yakındır.
Güçlü bir ekip kurmak için yapabileceğiniz birçok şey var. İlk olarak, doğru insanları işe almak isteyeceksiniz. İdeal adaylarınız yetenekli, motive ve şirket kültürünüze uygun olmalıdır.
Güçlü bir ekip kurmanın bir başka yolu da, çalışanlarınıza yatırım yapmaktır. Başlangıç olarak, eğitim ve gelişim fırsatlarına sahip olduklarından emin olun ve onlarla bireysel insanlar olarak ilgilenmeyi unutmayın.
Çalışanlarına değer veren ve onlara saygı duyulduğunu hissettiren bir iş yeri yaratın. Ulusal bir ankete göre, çalışanların %58'i işyerinde çoğunlukla saygıdan motive oluyorlar. Ayrıca, çalışanların %52,5'i yöneticilerinin kendilerine daha fazla takdir göstermesini istiyor. Takdir desteği çalışanların %37'si tarafından en önemli madde olarak görülüyor.