Pek çok disiplin içinde ilgi uyandıran ve günümüzün odak noktası halinde olan tüketim olgusu, gelişen teknoloji ile değişiklikler göstermiş, özelliklede kapitalizmin yükselmesiyle toplumların hayatlarını etkilemiştir. Gelişen kapitalizm olgusu her alanda tüketim eylemine bizi teşvik etmiştir. Tüketim olgusu aynı zamanda kültürel kodlar içerisinde hem maddi kültür ögelerini barındırır, hemde soyut bir düzlemde bir anlamdırma sistemi olarak görülür.
McLuhan’ın “evrensel köy” benzetmesiyle işaret ettiği, birbirinden giderek daha fazla haberdar olan bir dünya düzenine denk düşen küreselleşme, “küresel ölçekte işleyen ve sınırları aşarak toplumları ve kurumları yeni zaman-mekanbileşimlerinde entegre edip bağlayarak, gerçekte ve deneyimde dünyayı birbirine daha bağlı duruma getiren süreçler” şeklinde tanımlayabiliriz. Dünyanın giderek küresel bir hal alması, sanayi toplumunun üretim ilişkilerinin sanayi sonrası ve enformasyon toplumlarının üretim ilişkilerine geçişiyle yakından ilişkilidir. Küreselleşmenin ekonomik tabanı postfordist ya da esnek üretim biçimine, kültürel tabanı bilgi ve enformasyonun küreselleşmesine dayalıdır. Bu geçiş, iletişim teknolojilerindeki gelişmenin ekonomik, kültürel, siyasal alanın yeniden yapılanmasındaki aracılık rolüyle yakından ilişkilidir.