İnsanlık iletişim ihtiyacını semboller ve yazı türevlerine dökmeye başladığından beri diğer insani aktarım yollarından daha izole kalan yazılı anlatımdan doğan dil bariyerleri tarih sayfaları arasındaki bağlantılara pek çok gizem katmıştır. Tarih boyunca eski ve bilinmeyen diller ile karşılaşılmış, pek çok kaynak ve farklı teknikler sayesinde bunlar deşifre edilmişlerdir.
Uzun süredir araştırmacıların radarında olan ve “çözülmemiş” nadir yazı sistemleri arasında bulunan bir bilinmeyen Kuşan yazısı hakkında yakın zamanda bazı gelişmeler yaşanmış bulunmakta. Kuşan İmparatorluğu günümüzün Afganistan, Pakistan, Hindistan, Çin ve Özbekistan gibi ülkelerinin olduğu bölgelerde var olmuş bir Orta Asya medeniyetidir ve birçok kaynaktaki bahisleri M.Ö 2. Yüzyıl civarında geçmektedir.
1950’li yıllarda Orta Asya’nın pek çok yerinde keşfedilen bu bilinmeyen Kuşan yazısı, geçtiğimiz yıla kadar gizemini sürdürmekteydi. Araştırmacılar 1960 yılı civarında Afganistan’da 4320 metre yüksekliğinde bulunan bir kayada rastlanılan ve üç farklı dilde uzun formlu yazı içeren önemli bir yazıtı keşfetmişlerdi. 2022 yılında ise daha kısa formlu ancak iki dilde yazılmış başka bir yazıtın Tacikistan’daki keşfinin ardından Köln Üniversitesi’nden araştırmacılar bu yazıtları bir “Rosetta Taşı” gibi kullanarak bilinmeyen Kuşan yazısı hakkında çıkarımlar yapmaya başladılar.
Belli başlı kelimeler ve “Krallar Kralı” gibi bazı ifadelerin kullanımlarından faydalanarak büyük ilerleme kaydeden araştırmacılar bilinmeyen dil hakkında pek çok yeni bilgiye ulaştılar. Sonuç olarak bu Kuşan dilinin ne Baktriya ne de Hotan Saka dili olmadığı ortaya çıktı ve tüm oklar yeni bir Orta Asya dilinin keşfini işaret etmeye başladı. Bahsedilen dilin Kuşan İmparatorluğu’ndaki resmi dillerden biri olduğu belirlendi.
Bu yazı sistemi ve dilin anlaşılmasının Orta Asya tarihi hakkındaki araştırmalar için büyük bir önem taşıdığını belirten araştırmacılar yakın gelecekte çalışmayı sürdürebilecekleri pek çok benzer alan olduğuna da parmak bastı.