İzmir Fuarı’na açıldığından beri gitme konusunda son derece kararsızdım. Çünkü çocukluğumda aldığım keyfi herkes gibi ben de bulamayacaktım. Ama eşimle birlikte gözümü karartıp kendimi alana attım. İlgi ve alakanın fazla olmadığını daha yolda iken fark ettim. Hem ulaşım aracında hem de kapıda öyle hınca hınç bir kalabalık yoktu. Belki ilk günlerdeki hevesin geçmesi belki de hafta içi olması nedeniyle yoğunluk yaşanmıyordu.
Basmane Kapısı’ndan yaptığım giriş sonrası fuarın olmazsa olmazı ‘incik boncukçular’ bizi karşıladı. Ve tabii ki iki adımda bir su arıtma cihazları. Belki daha farklı bir renklilik görürüm diye aynı yoldan devam ettim. Bu sefer de ilk kez denk geldiğim yabancı dil kurslarının tanıtımıyla karşılaştım. Fuarın teması olan teknolojik kısmını ararken belediyenin yapmış olduğu alana girdim. İçerisi halk için son derece güzel tasarlanmıştı. Müzik ve dinlenme alanları fuar içinde fuar gibiydi. Bunun dışında uzun havuzun olduğu bölümdeki ilçe belediyelerinin stantları oldukça hoştu. Sade ve konsepte son derece uygundu.
Herkesin yaptığı yiyecek ve içecek eleştirisine ben de katılıyorum. Geniş bir alanda duman altı ve son derece hijyenden uzak. Pahalı olması da cabası. Bunların dışında birkaç firma tek tük gözüme çarptı.
Onur konuğu İstanbul Büyükşehir Belediyesi’nin standındaki tanıtımlar gösterişten uzaktı.
Saatin erken olmasına rağmen standlarda görevlilerin az olması ya da hiç olmaması dikkatimi çekti. Eleştirilerin dışında son derece beğendiğim yer ise ‘Çim Konserleri’ alanı oldu. Muhteşem bir sahne vardı. Çok görkemli güzel performansların sergilendiği bir yerdi. Kavgalar yaşanmasaydı daha hoş olabilirdi.
Çıkışa doğru baktığım son iki bölümde ise bir iyi bir de kötü izlenimim vardı. Göztepe, İzmirspor, Altınordu ve Aras Kargo’nun bulunduğu kısım; biraz ters taraftaydı. Dolayısıyla saat 21.00 itibariyle baktığımda standlar neredeyse kapanmak üzereydi.
Paraşüt Kulesi etrafındaki satıcılar, son derece düzenli ve kaliteliydi. Fakat uzun yıllar üzüm şırası içmek için sıraya girdiğimiz Tariş firmasını göremedim. Bu da nostalji konusundaki üzüntülerimden bir tanesiydi.
İzmir Büyükşehir Belediye Başkanımız Cemil Tugay ve ekibinin düzenlediği ilk fuardı. Eksik ve gedikler tabii ki olabilir. İlerleyen zamanlarda daha güzel fuarların yapılacağını umut ediyorum.