Konu eski ancak tazeliğini koruyor. Çünkü hiçbir çözüm üretilmemiş. İzmir Büyükşehir Belediye Başkanı Dr. Cemil Tugay’ın, mayıs ayında  bir gazeteye yaptığı açıklamaları okuyunca, birer İzmirli olarak dehşete kapılmıştık. 

Açıklamalardan öğreniyoruz ki, Aziz Kocaoğlu, Belediye’yi Tunç Soyer’e 26 bin personelle devretmiş. Tunç Soyer, bu 5 yıllık zaman içinde 11 bin kişiyi daha işe almış. Etmiş 37 bin.

Durun, dahası var; imzalanan toplu sözleşmelerde şöyle bir madde de yürürlükte olmuş:

“Emekli olan personelin yerine o emeklinin çocuğu işe alınacak.”

Tam bir saltanat. 

Böyle bir toplu sözleşme maddesini içine sindiren belediye başkanı, aslında bu kente hizmet değil, ihanet sunmuştur. Belediye başkanlığı yapmamış, belediyeyi babasının çiftliği gibi kullanmıştır.

Böyle bir madde var ama örnekleri de çok:

Personel emekli olmamış ama çocuğu işe alınmış.

Oh ne ala.

İş arayan diğer insanlar ne yapsın?

Onların hakkı yok mu?

Thumbs B C Fc6626E475E8Bf94Ce3E0

….

Aziz Kocaoğlu döneminde Motor Sanat Enstitüsü’nü bitiren bir genci şoför olarak işe almadılar. Oysa o genç, kullandığı hangi araç olursa olsun; dağ başında bile kalsa çalıştırabilecek bilgiye sahipti.

İşe almadılar, çünkü şartları vardı ve o genç bu şartlara uymuyordu. O dönemde ESHOT’ta 125 otobüs şoförünün ehliyetsiz olduğunun anlaşıldığını da unutmayalım.

Elhasıl Büyükşehir, çok talihsiz yıllar yaşamış. Bize de çok talihsiz yıllar yaşatmış.

İlahı adalet de bu işte. Çırpındılar aday olmak için.

Birilerinin bir bildiği vardı ki, onlara bu şansı tanımadılar.

Bir ekran skandalı

RTÜK’ün her gün didik didik ederek izlediği, en ufak yanlışında ceza yağdırdığı televizyon kanallarından birini izliyorum.

Kadın sunucu, konuğu olan sözde din adamına, bir hanım seyirciden gelen soruyu aktarıyor. Soru şöyle:

“Hocam, kocamda sarışın kadın takıntısı var. Bunu önleyemiyorum. Sürekli bir çaba içinde. Ne yapmalıyım?”

Çakma din adamı, kendinden emin cevaplıyor:

“İki şey yapacaksın. Birincisi İhlas Suresi’ni okuyacaksın, ikincisi baklava alıp yedireceksin.”

Sunucu, araya giriyor:
“Ne diyorsunuz hocam. Baklavayla, İhlas Suresi’yle konunun ne alakası var”

Adam, uzman (!) ya, onu da cevaplıyor:

“Efendim, niyet önemli. İhlas Suresi çok önemli. Baklava da çok önemli. Nasıl etkiler yaptığını bilmiyor muyuz baklavanın. Bir hatırlayın.”

Biz böyle bir ülkede, böyle insanlar arasında yaşıyoruz.

Allah, hepimize sabır versin, amin.

Kemer sıkma tam gaz

Hükümet, üst düzey olarak kendisinin uygulamadığı bir “tasarruf tedbirleri” ile kamu kurumlarını ve belediyeleri kıskaç altına almış durumda.

Özellikle CHP’li belediyelerin çok yakındığı bu durum, şimdi farklı bir boyutta kamu araçlarına da yansıtıldı. Kamu araçlarının HGS’leri iptal edildi. Yani bu araçlar, paralı yollardan gitmeyecek, hedefe patikalardan ulaşacak.

Burada özellikle köprü girişlerindeki ücretlerin yüksek olması etkili.

E, onlar da gerçeği kabul ettiklerine göre yapacak bir şey yok.

İBRAHİM ORMANCI

Karıma papatya almakla hayatımın hatasını yaptım. İkide bir papatya falı açıyor. Hele sevmiyor çıksın. O zaman anamdan emdiğim süt burnumdan geliyor işte!

***

Ben sana uçakta gazeteciye küfürler yağdırıp saldıramazsın demedim. Adam olamazsın dedim çocuğum!

***

Memlekette evet her şey güllük gülistanlık. Gülünü birileri kokluyor, dikenleri de hep vatandaşa batıyor!

***

Ben bir ceviz ağacıyım Gülhane Parkında. Tırsıyorum artık İstanbul'da yaşamaktan!