Yaşamak - Yu Hua
Sevgili okuyucu, merhaba. Az sonra okuyacağınız ilk yazım ile Yeni Bakış ailesine katılıyorum. Kitap ve edebiyat üzerine yazılarımla sizler ile birlikte olacağım. Keyifli okumalar.
Çinli yazar Yu Hua tarafından 1993 yılında yayımlanır yayımlanmaz ülkesinde yasaklanan romanı, varlıklı bir toprak sahibi olan Fugui'nin kumar yüzünden her şeyini kaybetmesini ve sonunda fakir bir çiftçi olmasını anlatır. Yazar, Fugui’nin bencil ve kaygısız bir adamdan mütevazı bir köylüye dönüşümünü okuyucuya sergilerken, Çin'inin 20. Yüzyıl boyunca yaşadığı önemli dönüşümler ve sıkıntılar sahnenin dekorudur. Bu olaylar arasında Çin İç Savaşı, Arazi Reformu, Büyük İleri Atılım, Büyük Çin Kıtlığı, Büyük Demir Eritme Kampanyası ve Kültür Devrimi bulunmaktadır.
Hikaye, anlatıcının kırsalda halk şarkıları ve yerel efsaneler toplarken Fugui ile karşılaşmasıyla başlar. Fugui, genç yaşta şatafatlı bir yaşam sürer ve aile servetini kumarda tüketir. Her şeyini kaybettikten sonra kiracı bir çiftçi olur ve Küçük Emrah modunda kişisel trajediler yaşar. Anne ve babasından sonra, eşi Jiazhen, iki çocuğunu ve torununu elleri ile toprağa verir. Fugui sonunda sadece yaşlı bir öküzle kalır. Bu yaşlı öküz, Fugui’nin hayatın getirdiği dertlere karşı direncini ve yaşam için Fugui’ye verdiği desteği simgeler.
Roman, acılara rağmen yaşama iradesini ve direncini vurgular. Yu Hua, hikayeyi duygusal müdahale olmadan gözlemleyici ve tarafsız bir anlatım tarzıyla sunar. Bu yaklaşım, yaşamın sert gerçeklerini süslemeden gerçekçi bir şekilde vurgular (Hadım edeceğim, lime lime edeceğim seni, şerefsiz!") ve romanın acı ve direniş temalarını güçlendirir. Yalın bir detaycılık hâkimdir anlatıma. (“Helanın önünde durdu, koca araziye şöyle bir baktı, sonra pantolonunu indirdi ve yere çömeldi.”)
Eserin bütününe baktığımızda kadercilik (“Savaştan kaçıp kurtulmuştum; eve döndüğümde ise ölmek için yerimi Longer almıştı.”) ile yaşamın değeri ve yaşamı onurlandırmak ön plandadır. (“Hayat sana anne ve babandan bir hediye. Eğer yaşamak istemiyorsan bunu önce onlara sormalısın.")
Zhang Yimou tarafından yönetilen bir film uyarlaması 1994 yılında piyasaya sürülmüş ve yine Çin’de yasaklanmıştır. Roman ayrıca bir televizyon dizisi ve tiyatro oyunu olarak da uyarlanmıştır.
Bu noktada Bulutsuzluk Özlemi’ni anmadan geçemeyeceğim. Yaşamak romanının şarkı formunda kardeşi gibi…
Yaşamaya Mecbursun
Günlerin getirdiği/Açlık ve gözyaşı/İnsan hep umut eder/Biliyorsun bunu/Ne olursa olsun
Yaşamaya mecbursun/Ne olursa olsun/Yaşamaya mecbursun.
Akılda kalanlar
“Geneleve gitmek ve kumar oynamak, kolların omuza bağlı olması gibiydi.”
"Fakirlik adamın hırsını köreltir."
"Yavaş kanat çırpan kuş, erken uçmaya başlamalı,''
"Ellerini indir" dedi bana. Ellerimi indirdim, ellerimle birlikte kaygılı yüreğimi de.”
"İnsanların unutmaması gereken dört kural vardır: Yanlış söz söyleme, Yanlış yatakta uyuma, Yanlış eşikten girme, Elini yanlış cebe atma."
“Yaşlansan da hala insansın. Temiz olmak insanların işidir."
“Evlenmiş bir kız evlattı, dışarıya konmuş bir kova su gibiydi.”
“Yeşil dağlar olduğu sürece yakacak odun için endişelenmeye gerek yoktur."
'Yaşamın her şeyi kapsaması gibi, yaşamak da hayatı olduğu gibi kucaklar. Doğumları ve ölümleri, mutsuzlukları ve umutlarıyla.'
'Umudumuzu yitirirsek nasıl yaşardık?'