OECD’nin “Bir Bakışta Eğitim” raporu Eylül ayında yayınlandı. Bu raporda okul öncesinden yükseköğretime kadar tüm eğitim kademelerinde eğitim sistemlerinin yapısı, performansı ve finansmanı hakkında güncel bilgiler bulunmaktadır.
İstanbul Ticaret Odası (İTO) Başkanı Şekib Avdagiç’in de haklı olarak belirttiği gibi "Hep enflasyon, hep döviz kurunu konuşuyoruz. Ne okulda ne de işte olan gençlerimizden 1 milyonunu iş dünyasına katmak için yapacaklarımızı, enflasyon ve dolar kuru kadar konuşmuyoruz; ama konuşmak zorundayız" dedi.
Gençlerin ne okulda ne de işte yer almaması, pasif ve tüketici anlamına gelmektedir.. Ama sanayinin sürekli dile getirdiği eleman, personel ihtiyacı sorunu çözülememektedir. Gençlerin sertifika ve eğitim programlarıyla dahi olsa üretime katılmaları sağlanmalıdır.
Raporun satır aralarından bakıldığında şunlar söylenebilir:
Bir ülke düşünün, “Her 3 gençten 1 tanesi ne eğitimde ne de işte olsun… Bu veriler OECD raporundan. "Türkiye'de 18 ve 24 yaş arası 100 gençten 31'i ne bir okulda eğitim alıyor, ne de bir işte çalışıyor. Bu oran Fransa'da % 16, Almanya'da % 9, İtalya'da % 18, İngiltere ve ABD'de % 14" iken Türkiye’nin durumu endişe verici boyuttadır.
Buna bir de eğitim açığı eklendiğinde durum gerçekten dikkat çekici durumdadır. Bütün dünyada eğitim düzeyi arttıkça işsizlik oranı azalırken; Türkiye'de eğitim düzeyi arttıkça işsizlik oranı düşmüyor. Her 3 yetişkinden 1'isi ortaöğretim mezunu bile değil. Eğitim seviyesi de içler acısı vazıyette. Ortaöğretimi bile tamamlayamamış gençlerin en yoğun olduğu ülke Türkiye. Bu doğrudan işsizlik rakamlarına da yansıyor.
OECD'nin 2015 ve 2022 yılları arası verisinde, 25-34 yaş aralığında, ortaöğretimi bitiremeyenlerin sayısı % 4 azalmış durumdadır.
Durum kadınlar açısından başka bir problem. Ortaöğretim mezunu dahi olmayan genç kadınların oranı % 50 seviyelerinden % 33,7’ye düşmüş ama hâlâ yüksek görünüyor.
Ancak OECD ile kıyaslandığında, Türkiye'de ortaöğretim mezunu bile olmayan genç kadınların oranı OECD’nin yaklaşık üç katı. Erkekler de hemen hemen aynı orana sahip.
Kore, Kanada, İrlanda, Çek Cumhuriyeti, Litvanya'da genç yetişkin nüfusun % 90’ından fazlası en az ortaöğretim mezunuyken, Türkiye'de hala 25-34 yaş aralığındaki her üç yetişkinden biri ortaöğretim mezunu dahi değil. 2015’ten 2022’ye rakamların kıyaslandığı çalışmada Türkiye'de, yükseköğretim mezunlarının oranı % 13,7 artış göstererek % 41,2’ye yükselmiştir. OECD ülkeleri ortalamasına göre Türkiye, 6 puan geridedir.
Ancak yükseköğretim mezunu genç yetişkin oranları Türkiye’de % 26,5'lik oranla OECD ülkeleri ortalamasının üstünde yer almaktadır. Ancak bu eğitim seviyesi dahi işsizlik oranlarını etkilememektedir.
İşsizlik söz konusu olduğunda,
Yükseköğretim mezunları arasında % 12,7,
Ortaöğretim mezunları için % 12,1,
Ortaöğretim mezunu dahi olmayanlar için ise % 12,8’dir. Bu vatandaşların istihdama katılması dahi yetersiz eğitim sebebiyle beklenen katma değerin oluşmasına mani olacaktır. Ancak bu gençlerin hayattan beklentileri yüksektir. Bu doğrultuda çeşitli eğitim ve sertifika programlarıyla üretime kazandırılmaları önemlidir.