Son yıllarda her sezon başı şampiyonluk hedefiyle lige başlayan ancak sezon sonuna gelindiğinde taraftarın hayal kırıklığına uğradığı Karşıyaka, ilk maçına çıktı. 19.00'da başlayacak müsabakanın, Alsancak Stadı'nda yaşanan elektrik sorunu nedeniyle 17.00'ye çekilmesi; Eylül ayına girilmesine rağmen aşırı sıcak bir İzmir gününün en sıcak saatlerinde oynanmak zorunda kalması resmen 1-0 yeni başlamak gibiydi. Çalışan pek çok kişi maça gitme şansı bulamamasına rağmen görece dolu bir tribün vardı. Konuk ekip Kırşehir için beraberliğin iyi bir lig başlangıcı olacağı düşünülürse Karşıyaka'nın amiyane tabirle kalesine otobüs çeken rakibine karşı iyi bir baskı kurup kale önünde fırsatları değerlendirmesi gereken bir maç olacağı aşikardı. Bunun için de oynanılan ligden bağımsız, önüne gelen fırsatı alelade bir vuruşla harcamayacak ya ligin gediklisi oyunculara ya da üst ligden düşmüş kurt futbolculara ihtiyacı vardı.
Maç her ne kadar Karşıyaka'nın istediği gibi başlasa da oyuncuların aşırı sıcakta hem kaslarını hem de sinirlerini kontrol etmesi çok olası değildi. Sakatlıklar nedeniyle sık sık duran oyun, Karşıyaka'nın aradığı tempoyu yakalayamamasına neden oldu. Kırşehirli futbolcuların da her pozisyonda yerde kalması, sürekli adelelelerinin çekmesi nedeniyle maç sürekli durdu. Uzatmalarla beraber 101 dakika oynanan maç boyunca en etkili pozisyonları Karşıyaka buldu ama altı pastan 2-3 kez topu ağlara göndermeyi başaramadılar. 80. dakikadan sonra artık futbolcularda panik hali başladı, 60-80 arası kurulan baskı yerini hatalı paslara ve ileride tam çoğalamadan rakip defansın kucağına gönderilen paslarla uzatmalara geçildi.
Hakem elinden geldiğince futbol oynansın diye faul aldatmacalarına kanmadı, süre geçirmeye çalışanlara direkt sarı kart gösterdi, yerde kalan futbolcuya inanmadıysa oyunu devam ettirdi. Eğer MHK'de hakkaniyetli bir yönetim varsa yakın zamanda üst liglerde düdük çaldığını görebiliriz.
9 dakika uzatma Karşıyaka'nın fırsat yaratmasına yetmedi. Kanatlara şişirilen toplarda doğru pozisyon alamayan yeşil kırmızılı oyuncular çok net tehlike yaratmaktan uzak kaldılar. Belki atılacak bir gol, devamının gelmesini sağlardı, Kırşehirli futbolcular ileri çıkmak zorunda kalırdı ama neredeyse her Karşıyaka hücumunda 7-8 oyuncuyla defans yapan rakiple karşılaşınca beklenenden daha kısır bir maç sonu geçti. Elbette şans da Karşıyaka'dan yana değildi. Bu tür maçlar için daha tecrübeli ve panik yapmayacak birkaç oyuncu takımın çehresini değiştirecektir. Hızlı futbol oynamak isteyen oyuncular eğer doğru pozisyon almayı başarırsa sonuç da kısa sürede gelir. Ek takviyelerle 2. Lig çok uzak değil, taraftar da başarı geldikçe daha çok destekleyecektir.
Sona gelirsek; beraberlik kötü bir sonuç değil ancak oyuncuların da her şeyi yaptık ama gol atamadık demoralizasyonundan çıkıp daha iyisini yapmak için motive olması gerekiyor. Hakem son düdüğü çaldığında yere yığılan futbolcuların direkt soyunma odasına gitmek yerine taraftardan kendilerine destek istemesi gerekirdi. Bunu da sağlayacak olan teknik ekibin ta kendisi. Oyuncuların moralini toplaması, taraftarla iyi ilişki kurması ve kendi evinde +3 puanı daha maç başlamadan cebine koyacak özgüveni bulması gerek. Karşıyaka 100-200 kişiye değil 10 bin kişiye oynayacak bir takım. 3. Lig'de fark yaratan futbolcu değil evinde taraftarınla yakaladığın sinerjidir. Kocaelispor'un Sakaryaspor'un Göztepe'nin de bu ligden yukarı nasıl çıktığını hatırlıyorsak çözüm çok zor değil demektir.