Paralel Yapının (FETÖ) adamı özel yetkili savcı Sadrettin Sarıkaya’nın talimatıyla MİT Müsteşarı Hakan Fidan ifadeye çağrılıyordu. Ne büyük tesadüf! Başbakan R.Tayyip Erdoğan’ın o sırada ameliyatta olması gerekiyordu… Talimattan haberdar olan Başbakan telefonla Fidan`a Gitme diyor ve komployu engelliyordu.
17-25 Aralık 2013 tarihlerinde, emperyalist sömürgecilerin işbirlikçileri tarafından tezgahlanan Cumhuriyet tarihinin en geniş çaplı ve en büyük yolsuzluk operasyonu diye Gülen yapılanması (FETÖ) savcılarından olan Celal Kara ve Mehmet Yüzgeç’in talimatlarıyla İstanbul Cumhuriyet Başsavcı vekili Zekeriya Öz`ün koordine ettiği, 89 kişinin göz altına alınarak, dönemin
Başbakanı Recep Tayyip Erdoğan Hükümeti’ni ve ekonomiyi hedef alan, paralel yapı tarafından siyasi bir operasyon yapılmak isteniyordu.
Soruşturmayla ilgili dosyada gizlilik içeren teknik detaylar, ifadeler, ses kayıtları çeşitli görüntüler, emperyalist kuklası dahili bedhahlara ait sosyal medya üzerinden kamuoyuna servis ediliyordu.
2016 senesi 15 Temmuz günü, emperyalist uşakları kukla FETÖ`cü paralel yapılanmanın, daha önce yargı komplolarıyla deviremedikleri Erdoğan Hükümet’ine karşı askeri darbe girişiminde bulunuyorlardı.
Emperyalist sömürgeci kapitalistlerin, dahili bedhahların ve ihanet merkezi satılmış FETÖ paralel yapının hesaba katmadığı, Türk Milleti’nin gerektiğinde kanı ve canı pahasına vatanını, bayrağını, dinini, özgürlüğünü savunacağı gerçeğiydi.
Günümüze gelene kadar, kış kışlığını, puşt puştluğunu yapmaktan geri durmadı, beşinci kol faaliyetleri her geçen gün dozunu artırarak Türk Milleti’ni kutuplaştırmaya devam ediyor.
Emperyalizmin şiarı parçala böl yönet (Yut) taktiğini, ırkçılığı teşvik ederek Kuzey Suriye`de uygulamaya koyan, emperyalistlerin asıl amacı, 624 yıl 3 kıtada hüküm sürmüş, milletimizi ve Kurtuluş Savaşı sonrası kurulan ülkemizi parçalamak.
Foseptik çukuru kadar temiz olmayan, sosyal medya denen kokuşmuş yapıdaki sokak röportajlarındaki insan, pimi çekilmiş el bombası misali, karşısındakine duyduğu hırsı çemkirirken, akıl ve zekâ yoksunu, gözü ve gönül gözü kör olmuş, emperyalistlerin kuklası oluveriyordu.
Emperyalistlerin beşinci kol hareketi, seçimler yaklaşırken zirveye tırmanmasına, her konuda söyleyecek sözleri ve anlatacakları olan (söylediklerine kendilerinin bile inanmadığı) yerli işbirlikçileri siyasetçi, gazeteci, sanatçı, TV programcısı, yazar çizer takımı eliyle devam ederken, insanların aklıyla alay etmekten de geri kalmıyorlar.
Siyasetçi temiz para getireceğim derken, bulaşık temizlik sabunu reklamı yapan hanım, gemi mühendisi edasıyla, engin bilgisi ve tecrübesi eşliğinde, TCG Anadolu gemisinin teknik analizini yaptıktan sonra: Feribot bile olamaz diyordu…
Sana söz! diye başlayıp biten cümleleri duyan ve görenlerin aklına, "Bütün işçilere namus sözü ve garanti veriyorum. Kazandığımız bir belediyede, belediye başkanı haksız yere bir işçinin işine son verirse gelecek beni bulacak” ve sadece İBB 15 bin117 işçiyi çıkardı, söz, söz, söz peki icraat?
Gazeteciyim diyen bir hanımefendi, muhalif birisi kendisine soru sordu mu, cevabına: sen ne yaptın diye soran guguk kuşları, diyerek başlıyor, Kâbe’yi istila eden çekirgelerle ilgili: “Hamam böcekleri, hamam böceklerine ilişmez… Pislik pisliği çeker, asalaklar birbirini kollar!” diyerek kısıtlı zekasıyla kendince Müslümanlarla dalga geçtiğini zannediyor
TV ve bazı gazeteleri yandaş diye suçlayanlardan biri olan Tele-1 Genel Yayın Yönetmeni Merdan Yanardağ, Muharrem İnce’nin iddiasına cevap vereyim derken "Merdi kıpti şecaat arz ederken sirkatin söyler`e” örnek olacak, reklam, tanıtım ve programlarını yayınladıkları CHP'den para aldıklarını, Cumhur İttifakı'nın reklamlarını kabul etmediklerini ağzından kaçırıyordu. Şimdi soralım, sayın Merdan Yanardağ, böyle işler yandaş dediğiniz medyanın işleriydi, CHP ve ittifakının reklamlarını kabul etmiyorlardı. Peki sizin bu yaptığınız ne oluyor!
Sayın Kılıçdaroğlu soğan videosunda istediği sonucu alamadığı için, yukarıda bahsettiğim emperyalistlerin parçala böl yönet (yut) düsturuna uygun acı mizah örneği T.C. vatandaşı olan Kürt kökenli kardeşlerimizi savunuyormuş gibi gösteren, akla ziyan videosunda: Şu anda milyonlarca Kürde terörist muamelesi yapılıyor. Her gün milyonlarca lirayı sosyal medya trollerine harcıyorlar. O troller bana hakaret edebilmek adına Kürtlere terörist muamelesi yapıyorlar.
*İnsanımızı devlete yabancılaştırıyorlar. Ne için? Üç beş oy için. Utanmıyorlar… Bay Kemal’e iftira atacaklar diye milyonlarca insanın haysiyetiyle oynanır mı? Allah aşkına söyleyin bana, milyonlarca insanın haysiyetiyle oynanır mı? diyor.
Demagojinin ağa babasını yaparak, beşinci kol harekâtının, milliyetçilik maneviyat üzerinden iç savaş çıkarmak için uygulamaya koyduğu senaryoyu oynuyor.
Türkiye`de yaşayan bir vatandaş, diğer bir vatandaşa terörist gözüyle bakmaz, lakin PKK, YPG, FETÖ, IŞİD, DHKP/C gibi örgütler terör örgütü ve üyeleri teröristtirler. Sayın Kılıçdaroğlu’nun, Kürt kökenli vatandaşlarımız ile PKK/YPG’li teröristleri birbirinden ayırmaması mümkün olmadığı gibi bilmemesi de imkânsızdır. Burada yapmış olduğu açıklamadaki bir cümle aslında kendisi için aklından geçeni başkasının üzerinden dolaylı anlatımının örneğidir: İnsanımızı devlete yabancılaştırıyorlar. Ne için? Üç beş oy için. Utanmıyorlar…
Beyefendi son olarak, üç beş oy uğruna şahsi ikbali için, emperyalistlerin beşinci kol çalışması olan, dirayetli sağduyu sahibi Müslüman Türk halkının pirim vermediği mezhep çatışmasını sokaklara taşımak için: “Alevi olmaz” diyen bu sisteme (kim ne zaman nerede dedi?) doğru olan, dürüst olan, ahlaklı olan diyecek misin? derken yüzünün kızarmaması, Cumhurbaşkanı olabilmek için her türlü nahoş yolu deneyeceğini gösteriyor. Allah akıl fikir izan nasip etsin.
Kandil’de kafalarını inlerinden çıkaramayan, seçimlerde Kılıçdaroğlu’nu desteklediklerini ve 14 Mayıs gecesine kadar eylemsizlik kararı aldıklarını açıklayan, ABD ve diğer emperyalist sömürgeci ülkelerin taşeronluğunu yapan ve kendilerinin Kürt halkını temsil ettiğini iddia eden PKK ve YPG’nin Doğu ve Güneydoğu Anadolu’da, silah doğrultup öldürdükleri, sanki Türkiye’de yaşayan, T.C. vatandaşı Kürt kökenli insanlarımız değilmiş!
Düne kadar kırmızı çizgilerinin netliğinden ve kalınlığından bahseden ortağına göre Asena olan hanım, çizgilerinin silinmesi üzerine partisindeki yaprak dökümünü seyretmeye devam ediyor.
Haysiyet yoksunu siyasetçi, sanatçı, gazeteci, sifoncu, terlikçilerin çokluğu sebebiyle 14 Mayıs’a kadar bu hamur daha çok su kaldıracak. Unutmamalı; Her millet layık olduğu şekilde yönetilir…
Not: İnsanları kandırmak, kandırılmış olduklarına ikna etmekten kolaydır. Mark Twain
Ramazan Bayramınızı en içten dileklerimle kutluyor, sevdiklerinizle nice bayramlara sağlık ve sıhhat içinde ermenizi yüce Allah’tan temenni ediyorum.
Yorumlar