Yerel seçimleri geride bırakmamızın ardından son 2 aydır ekonomi yönetiminin gündeminde  vergisel konular başı çekiyor. 2024 yılında 2.6 milyar TL tutarında öngörülen bütçe açığını daraltmak ve para politikasına destek amaçlı sıkı maliye politikası uygulamak için Orta Vadeli Programda öngörülen hedeflere yöneliş mevcut.

Yaklaşık 1 yıl önce “Vergi Reformu” başlıklı bir yazı kaleme almış ve 20 başlıkta önerilerde bulunmuştum. Şimdi geldiğimiz noktada tavsiyelerin önemli bir kısmının hayata geçtiğini/geçeceğini görüyoruz. Yine başlıklar halinde değerlendirelim.

1-) Gayrimenkul satışlarında 5 yıllık süre kaldırılmalı, sahip olunan bir adet taşınmaz dışındaki tüm alım satım işlemleri bankadan yapılmalı ve vergiye tabi olmalı.

Önerimiz bu şekildeydi ve Haziran ayında Meclis’e sevk edilecek torba yasayla birlikte bu istisna uygulaması kaldırılıyor. Artık 5 yıllık süreye bağlı bir vergilendirme olmayacak. 20 yıl sonra gayrimenkul satılsa da vergiye tabi tutulacak.

2-) KDV Kanunu, Kurumlar Vergisi Kanunu ve Harçlar Kanunu’nda yer alan gereksiz birçok istisna uygulaması gözden geçirilmeli.

2024 bütçesinde 2.2 trilyon TL tutarında istisna kaynaklı vergi kaybı (vergi harcaması) bulunmakta. Torba yasayla birlikte OVP’deki hedefler de dikkate alınarak birçok istisnalar kaldırılıyor.

3-) Dijital platformların vergilendirmesi konusunda ivedi düzenleme yapılmalı ve OECD normlarına uygun yapı oluşturulmalı.

Diğer önerimiz çok uluslu şirketlerin OECD’nin düzenlemesi çerçevesinde küresel asgari Kurumlar Vergisi getirilmesi idi. Yüzde 15 oranında asgari Kurumlar Vergisi uygulaması da torba yasayla hayata geçecek.

4-) Elektronik sigara ve kripto varlıklar ile ilgili vergisel düzenleme yapılmalı.

Kripto varlıkların ihracı, yayımlanması, platformlar, hizmet sunan işletmelerle ilgili TÜBİTAK ve SPK’yı yetkilendiren yasa çıktı ancak tüm partilerin üzerinde ittifak ettiği üzere torba yasayla vergilendirilmesi de ele alınacak. Elektronik sigara ve nargile konusundaki kayıt dışılık mevzusunda henüz bir adım yok, önemsenmesi gereken konu başlıklarından birisi de bu alan.

5-) Vergi daireleri daha operasyonel fonksiyona sahip olmalı ve işe başlama dahil etkin yoklama yapılmalı, paravan şirketlere müsaade edilmemeli.

Son 1 yılda e-yoklama konusunda önemli mesafeler kaydedildi. 160/A uygulaması da son derece başarılı diyebiliriz. Sistemde başka sorunlar olmakla birlikte sahte fatura düzenlemenin önlenmesi konusunda önemli adımlar diye düşünüyorum.

6-) Kur Korumalı Mevduat (KKM) kapsamında gerek sıfır stopaj gerekse kambiyo karı istisnası kademeli olarak kaldırılmalı. Normal mevduatların tabi olduğu usulle eşitlenmeli.

Yeni Merkez Bankası yönetiminin en önemli konularından birisi KKM oldu. Geçen sene Temmuz ayında 134 milyar dolar ile zirveye oturan KKM tutarı şuanda 74 milyar dolar seviyesine gerilemiş durumda. Sistemi aniden kapatmak yerine tedrici olarak çıkış süreci nispeten başarılı diyebiliriz. Bu durumda zaten vergi avantajını da konuşmuyor olacağız.

7-) Yatırım fonları ve yatırım ortaklıklarına yönelik istisna ve sıfır stopaj uygulaması kaldırılmalı. Özellikle inşaat şirketi kurmak yerine tabela değiştirip ‘Gayrimenkul Yatırım Ortaklığı’ kurarak sıfır vergili kazanç elde etme dönemini terk etmeliyiz.

Bu konuda öneride bulunduğumuzda sektörden tepkiler de almıştım ancak hakkaniyetli bir düzenleme olmadığı aşikar. Gayrimenkul sektörünün paydaşlarından biri olan GYO’ları sıfır vergiyle bu kadar desteklemek yerine katma değeri yüksek sektörleri dikkate almalıyız. Torba yasayla birlikte bu istisnada kısıtlamalar getiriliyor ki, bunun bütçeye 15 milyar TL civarında katkısı olacak.

Torba Yasada Başka Neler Var?

Özellikle gayrimenkul piyasasına odaklanılmış gibi bir durum var. Taşınmaz satışlarında 5 yıllık sürenin kaldırılması, gayrimenkul satışlarında tapu harcı ve Emlak Vergisi değerlerinin rayiç değerler üzerinden alınması, birden fazla taşınmazı olanlarda farklı vergilendirme sistemi gibi düzenlemeler başı çekiyor.

Yapılan ve yapılacak düzenlemeler neticesinde 2.6 trilyon TL öngörülen bütçe açığının 2 trilyonun altına düşeceği ve yeniden Maastricht Kriterlerini yakalama fırsatı oluşturacağı da bir gerçek.