Maliye Eski Bakanı Naci Ağbal döneminde devreden KDV’si olan mükelleflerin devletten KDV alacaklarının iade edilmesine yönelik olarak bir düzenleme yapılacaktı ancak Hazine’ye getireceği anormal yük sebebiyle o dönemde vazgeçilmişti. Sonrasında devreden KDV tutarına, mükelleflerin inisiyatifi dahilinde gider yazma hakkı tanınması yönünde bir görüş oluştu, ancak bu durumda dahi hazinenin Kurumlar ve Gelir Vergisi kaybı bütçeyi sarsacak nitelikteydi. Netice itibariyle o dönemde herhangi bir adım atılmadı.

Şimdi önümüzdeki vergi paketinde farklı bir versiyonla yeniden önümüze düştü. Türkiye’de 3.6 milyon KDV mükellefi var ve bunların 2.6 milyonu devreden KDV beyan ediyor. Dolayısıyla sadece 1 milyon mükellef ödenecek KDV beyan ediyor.

Devreden KDV beyan eden mükelleflerin ise alacaklı oldukları KDV tutarı 1.2 milyar TL. Bu tutar devletin her şey dahil toplam borç tutarının 1/6’sı nispetinde. Bu rastlanabilir bir durum değil, makuliyet boyutunu aşmış vaziyette.

Vaziyet bu noktalara gelmişken sebebini iyi analiz etmek lazım. Şirketlerin son yılllarda zarar beyan etmeleri sebebiyle veya aşırı stoklu çalıştıklarından dolayı olduğunu söylemek çok safça olur. Son 2 yılda sahte fatura düzenleme dolayısıyla re’sen terk edilen firmalara bakıldığında işin ne kadar içler acısı olduğu görülecektir.

Abdullah Tolu Üstad konuyla ilgili zombi şirketlerin bu duruma sebep olduğuna işaret etmiş ki,  ben de katılıyorum bu görüşe. Devreden KDV’si olan şirketlerin karlı şirketlere devri suretiyle bu tutarların kullanıldığı da bir vaka.

Şimdiki kanun teklifinde 5 yıl boyunca ödenecek KDV’ye geçmeyen mükelleflere yönelik bir düzenleme geliyor. Bir firmanın 5 yıl boyunca ödenecek KDV’sinin çıkmaması, sürekli zarar etmesi manasına geliyor ki, bu durum da makul değil. Bu portföydeki mükelleflerlerin oranı ise yüzde 45’ler seviyesinde. Yani 2.6 milyon devreden KDV’si olan mükelleflerin 1.2 milyonu 5 yıldır alacaklı devletten. Mükellefiyet açısından oran böyle ama tutar olarak çok daha yüksek. 1.2 milyar TL devreden KDV tutarının 675 milyarı bu kapsamda.

Bu çerçevede yer alan mükelleflerin 5 yıl içinde ödenecek KDV beyan etmemesi durumuna karşılık devletin de indirim hakkını ortadan kaldırması doğru ancak gider yazma hakkının elinden alınması doğru değil. Bunun inceleme çerçevesinde gerçekleşmesi gerektiği ise en sağlıklı yol olacak.

Bu bir sorun ve 5 yıllık öngörü de yerinde. 5 yılın ardından inceleme marifetiyle bir idari işlem yapılacaksa tarh zamanaşımı maddesi olan Vergi Usul Kanunu’nun 113-114’üncü maddesinde de düzenleme yapılması gerekiyor.