Defalarca yazmış, söylemişimdir ligimizde sezonda iki keyifli maç oynanır bu maçlarda Fenerbahçe ve Beşiktaş arasında oynayanlardır diye. Yanılmadım yine ve geçtiğimiz pazar günü sezonun en keyifli maçı oynandı Saraçoğlu'nda. Beşiktaş 10 kişi kaldığı deplasmanda yine tarih yazdı.
Maçtan önceki fikstüre bakınca ligin daha heyecanlı geçmesi adına üç puanın Fenerbahçe ye daha çok yarayacağı ve bu şekilde ligin son haftasındaki Galatasaray Fenerbahçe maçına kadar şampiyonluk yarışının devam ettirileceği, yayıncı kuruluşun çok daha fazla kazanacağı, gündemin konuşulmayacağı bir tiyatro dizayn edileceği çok açıktı.
Nitekim, Fenerbahçe oyuncuları o kadar güzel talimat almış ki taktik dehaları dedelerinden, hiç temas olmayan müdahalelerde bile kendilerini yere atmalar, yerden kalkmamalar üzerine bir oyun anlayışı benimsemişler. Bu oyun oynatmama anlayışını genellikle Beşiktaş deplasmanına gelen alt sıra Anadolu takımları yapar ve maçı katlederler, bu sefer "dede" bu şekilde taktik vermiş kendi evinde oynayan şampiyonluğun en büyük adayı Fenerbahçe’ye.
En kötüsü de, aklı başında tüm futbolseverlerin sevdiği, ileride çok daha iyi takımlarda ve Milli Takım’ın içinde görmek istediği genç oyuncu Arda Güler'in bu taktiğe uyup temas edilmediği halde yere düşüp haksız bir penaltı almasıydı. Cenk Tosun yanına gidiyor Arda’nın ve soruyor "yemin et temas var mı?" diye ve genç tiyatro oyuncusu Arda "hakem verdi abi, ona itiraz et" diyor. Ardından üstadı Mert Halan yandaş yanına gelip Arda’yı alnından öpüyor.
Ama işte ilahi adalet. İkinci yarının başında bu sefer haklı bir penaltı ve kırmızı kart ile 10 kişi kalan Beşiktaş tabiri caizse "god mode" açıyor ve 4 tane gol atıyor Fenerbahçe’ye kendi sahasında. O dakikaya kadar küfür kıyamet 50 bin taraftar sus pus oluyor, hatta Cenk Tosun oyundan çıkarken alkışlıyor.
Bu takım ne 90'lı yıllarda sümüklü ağlak ilkokul mezunu bir vatan haini hocanın peşinden gitti, ne de zengin yalı çocuklarının maddi olarak kontrolü altına girdi. Beşiktaş halkın takımıdır, Beşiktaş halktır.
Şimdi önümüzde yapmamız gereken haksız bir şekilde iki deplasman maçına çıkmadan 6 puan alacak olan takımı engellemek. Yok öyle hem ligden düşme hem de oynamadığın maçlara 3 puan verilsin. Ya geçmişteki maçların sayılır ve oynamadığın maçlar hükmen mağlup olarak tescil edilir ve ligden düşersin ya da sıralaman etkilenmeyecek ise oynadığın hiç bir maç sayılmaz. Aynı durum Beşiktaş'ın başına gelmiş olsaydı yani Fenerbahçe ve Galatasaray’dan sıralama olarak üstte ve 6 puan daha havadan alacak olsaydı ortalık yangın yerine dönerdi hiç şüphesiz.
Ahmet Nur Çebi, kötü niyetli bir insan değil buna eminiz ama yer yer çok pasif kaldı Beşiktaş'ın hakkını korumak adına. Şimdi kendisini taraftara sevdirme fırsatı geçti bence eline. Ne yap ne et başkan sen o 5 puanı al, bu takım da Galatasaray'ı yener ve şampiyon olur son virajda merak etme.