Malum 3 sene geçti Covid-19 safsatasının üstünden ve bu zaman zarfında bütün dünyanın ekonomik düzeni değişti ve bu değişimin dalgaları yine en kuvvetli şekilde bizim ülkemize vurdu. O kadar güzel bir tezgah kurdu ki düzen belirleyici liderler, sera muşambalarına sarılı şekilde sedyelerde acil servise taşınan koronavirüs taşıyıcılarının zombileşmiş görüntüleriyle öyle güzel korkular saldılar ki dünyaya, herkes koştura koştura aşı olmaya gitti. İçlerinde ne olduğunu bilmediğimiz 6 ayda geliştirilmiş (ki bir aşı için asla yeterli olmayan bir süredir bu zaman) sıvılar için kolları sıvadık hep birlikte. Yakın dönemde kendi iradem ile yapmış olduğum en büyük pişmanlıktır korona aşısı olmak. Tüm dünyada yaratılan bu panik havası tüm ekonomik düzenleri sarstı ve en çok talebi otomotiv sektörü yaşadı ve bu talebe yetişemedi. Çipset yetersizliği kisvesi altında çok sınırlı otomobil üretimine geçildi ve daha değil bayiye inmek, fabrikada şasi numarası oluşturulduğu anda bu otomobillerin satışları yapıldı. Sıfır araca olan talep patlamasına yetişemeyen üreticiler sayesinde ikinci el otomobil piyasası da deyim yerindeyse "patladı gitti" zamanında tutunabilen tutundu ve şu an mal sahibi oldu. Bu saatten sonra, yeniden şekillendirilmiş bu ekonomik düzenden sonra iş hayatına yeni atılan gençler ancak ve ancak 3 harfli zincir marketlerde üstü kapalı 150 bin lira civarında satılan akülü arabadan alabilirler ve çok şanslılar ise barınmak adına bir karavan, atadan dededen miras kalırsa Tiny house anca onu da koyacak arazi bulabilirse. Yeni sistemde genç nüfusa barınma ve ulaşım için sahip olma imkanı ortadan kalkmış ya kiralama ya da çok daha ucuz olan haline bir hayli zorla sahip olabilme şansı tanınmıştır artık. Almanın halk arabası adı altında sattığı markanın giriş seviyesi en küçük arabası bugün itibariyle sarı sitede bir milyon bandına satılmakta. Alman halkı bu arabayı yeni ehliyet alan çocuğuna bile layık görmez iken bizim memur çiftimizin bu küçük ulaşım aracına sahip olması için yıllarca kredi ödemesi gerekiyor. Pandemi tiyatrosunun ilk dönemlerinde otomobil bayileri halka satış yapıyordu. Fakat baktılar ki 500'e sattıkları araba iki saat sonra sarı sitede 650 bin lira etiket ile ilanda, dediler ki "biz neden yemeyelim bu kaymağı?" Ve farklı bir sistem başladı son iki senede, bayiler paralel galeri açtılar. Bayi sahipleri halka araba satmaktansa kendi galerilerine indirdiler onlarca arabayı ve kurdun dişine kan değdi bi kere. 2 yıldır telefonlara bile bakmayan satış temsilcileri ne olduysa son 3 aydır halka araba satmaya karar vermiş olacaklar ki birkaç haftaya şu model bu paket aracımız gelecek diye sipariş listeleri oluşturmaya başladılar. Tamam dedik, artık sıfır kilometre araba sorunu çözülüyor, köylü kurnazları ile uğraşmadan otomobil satın alabileceğiz bayilerin liste fiyatından nihayet derken hevesler kursakta kaldı. Liste fiyatı 800 bin yazan araç için 100 bin lira kayıt dışı elden para isteyen mi dersin, 150 bin liraya yakın zorla aksesuar satmak isteyen mi dersin, yine bunları isteyip kasko ve sigortayı da kendi şirketlerinden piyasanın 5 katı fiyatlarla çakmak isteyen mi ararsın? Bunların hepsini yapan direk bizzat markaların yetkili bayileri. Yukarıda anlattığım gibi, barınma hakkını yitireli çok oldu ve o makas epeyce açıldı. Ulaşım hakkı da artık çok elit zümrelerin elinde olacak gibi artık ve son kale yaşama hakkı kalacak elimizde. Mayısın ortasında "yine baharlar gelecek" diye verilen bir söz var ve bu sözü veren adama bir şans vermek zorundayız artık en temel hakları ellerinden birer birer alınan halk olarak bence.