Piyasalar hassas: her çıtırtıda ürperen serçe gibi. Türkiye de konumu gereği sadece ekonomik verilerle karar alınan bir ülke değil. Etrafımızda olup bitenler, jeopolitik gerilimler, yeni ticaret anlayışı, birlikler… vs vs… Her bir gerilimin ekonomiye yansıyan bir yanı ve maliyetli bir bedeli var.

OECD Mali Eylem Görev Gücü (FATF) Singapur’da toplandı. Türkiye’nin 50 maddelik ev ödevinde sonuncu madde dijital varlıklar ile ilgili düzenleme idi; onu da yaptık…

Kripto Yasası geçti. Böylece Türkiye dijital varlıkların kayda geçirildiği bir ülke oldu. Hem de ilk ülkelerden biri denebilir. Türkiye’nin kripto para alemindeki hacmi ilk beş içerisinde. Ülkede çok ciddi bir yatırımcı da var. Şüphesiz vergi / gelir kısmı da konuşulacaktır. Böylece kara para ile ilgili bir adım daha atılmış olacaktır.

Piyasalar dalga dalga olmuş, Singapur’dan gelecek haberlere odaklanmıştı. Sonunda, Türkiye’nin “gri listeden” çıkıp çıkmayacağı ile ilgili bekleyiş cuma günü olumlu sonuçlandı: Singapur toplantısında, Türkiye’nin gri listeden çıkarılması kararını alındı. Listedeki diğer ülkelere bakınca ‘Türkiye’nin bu listede işi ne?” dememek olmaz. Zaten orada olmayı da hak etmiyordu. Elbette bu durum yatırımcılar ve iş dünyası açısından önemli bir sonuç. Sevindik de… Hele ülke olarak son bir yıldır uygulanan sıkılaştırıcı politikalardan sonuç alındığını görmek daha önemli. Bunu yabancı finans çevreleri de olumlu karşılamakta idi. 

Şimdi gözümüz kulağımız, 19 Temmuz’da Moody’s’den gelecek olan Türkiye’nin kredi notu ile ilgili değerlendirmede. Üstüne bir güzel haber de oradan gelirse… Bilinmeli ki uluslararası kredi derecelendirme kuruluşlarının (Moody’s, S&P ve Fitch) görünüm değerlendirmesinde Türkiye, yatırım yapılabilir ülke konumundan epey uzak durumda. Ancak not artışlarıyla Türkiye biraz yol aldı. Ekonomi politikalarındaki uygulamalardan sonuç alındıkça, bunun içeride ve dışarıda olumlu yansımaları görülecektir. Fakat olayı sadece para politikası çerçevesinde değerlendirmek, yatırımcılar açısından eksik kalır.

Burada bir CDS notu da düşmeli: CDS oranının hala 260-275 aralığında dönmesi yüksek maliyetli bir piyasa olduğunun da göstergesi. Ülke, yüksek faizle borçlanacak demektir. Yatırım kuruluşlarının da alabildiğine temkinli olduğu bir seviyedir. En riskli olan ilk sırada Mısır (620), sonra Türkiye ve bizden sonra daha düşük olanlar Güney Afrika (215), Brezilya (166), İsrail (127) gelmektedir. Bu, kabul edilebilir bir seviye değildir.

Tükiye gibi gelişmekte olan ülkelerde 100’lü seviyeler gereklidir. Bu durum yatırım iklimini canlandırır. 3 Temmuz Çarşamba günü açıklanacak Haziran ayı enflasyon verileri % 2-2,5 seviyesini işaret ediyor. Hükümetin enflasyonda düşüş için takvim olarak öngördüğü dezenflasyon sürecinin başlamasına henüz bir ay var:  2023 Temmuz ve ağustos enflasyonu sırasıyla % 9,49 ve %9,09 olarak gerçekleşmişti.

O bakımdan önümüzdeki ay bu veriler bir baz etkisi oluşturacak ve rakamlar en az %15 gerileyecek. Kurlar da yatay seyri itibariyle ümit veriyor. Gıda da mevsim gereği fiyatları kırarsa, bu yıl için beklentiler doğrultusunda, yıllık enflasyonun % 40 başlarında olmasını sağlar.