Futbolda yeni bir sezona merhaba dedik. Ben açılışı İstanbulspor ile Manisa FK arasında oynanan karşılaşmayla yaptım.
Süper Lig'den düşen takımlarda maddi sorun yoksa tekrardan yükselebilmeyi hedeflerler. Bunun İstanbulspor için de geçerli olduğunu düşünüyorum. Manisa FK ise senelerdir iyi kadro kurup, terfi etmeye çabalasa da bir türlü başarılı olamıyordu.
***
İki takım İstanbul'da sahaya çıktı. Favori ev sahibiydi ve sürprize izin vermeyerek karşılaşmayı 3-2 kazandı.
Müsabaka dengeli başladı. Hiç beklemediğim bir oyun vardı. İki takım da çok iyi paslaştı, sahaya çok iyi yayıldı. Yardımlaşmalar da hiç fena değildi. Buna rağmen kaleye yaklaşmakta zorluk çektiler. 5 gol oldu, ancak 4 tanesi basit defansif hatalardan kaynaklandı.
16. dakikada 2 büyük hata üst üste gelince ev sahibi takım öne geçti. Ne kadar iyi pas yaparsan yap mutlaka hata yaparsın. Bu hata kalenden ne kadar uzaksa tehlike yaşaman da o kadar uzak olur. Ama bu hatayı kalene yakın yaparsan cezası büyük olur. Oğuz Gürbulak, kalecisi Orhan Kurşun'a kurşun gibi hızlı geri pası attı. Baskı geldiğinden dolayı hemen uzaklaştırması gerekirken, kontrol etmeye kalktı. Ayağından fazla açması bir nevi asiste dönüştü ve kalesinde golü gördü.
İlk yarının sonlarında bir defans hatasından daha golü buldu İstanbulspor. Ceza alanı içine gelişigüzel atılan topa Orhan çıkıp kalesini boşalttı. Ama arkadaşı Umut Erdem önce davranarak meşin yuvarlağı kafayla ileriye gönderdi. Ceza alanında kenarlara doğru uzaklaştırmak gerekir. Cepheye atmak risklidir. Riske girilince cephede duran Muammer Sarıkaya boş kaleye rahat bir gol atmış oldu.
İlk yarı böyle bitti. Üçüncü hatalı golde ise ceza alanı önünde topla buluşan Muammer'in önünü kapatmak yerine Manisa FK’nın defans oyuncuları geriye doğru koştu. Bomboş kalan futbolcu rahat bir şut çıkardı ve golü attı.
Farkın 1'e düştüğü Manisa FK’nın golü penaltıdan geldi. Oğuz şut çekti, Modestas müdahale etmek istedi ve eline çarptı.
***
Ligin ilk maçında her iki takım da olumlu sinyaller verdi. Fakat bu aldatıcı olabilir. Bekleyip, görmek gerekir.
Göztepe puanla döndü
Ülkemizde üst lige yükselen takımlar genellikle kadrosunu baştan aşağıya değiştirirler. Ama Göztepe bunu yapmadı. Birkaç takviyeyle eski oyuncularının çoğunluğu oluşturduğu kadroyla Antalyaspor deplasmanında sahaya çıktı. 0-0’lık beraberlikle evine 1 puanla dönmeyi başardı.
***
Göztepe'nin oyun sistemi savaşma üzerine kurulu. Geçen sezon böyle başarılı oldu ve Süper Lig'e çıktı. Bu sezonda da aynı şekilde oynayacağını gösterdi. Çok koş, pres yap, sert oyna ve topu kap. Atağa hemen çık ve en kısa sürede kaleye gidip, atağı sonuçlandır. Bu tür oyun sisteminde ne fazla pas yapılır ne de fazla topa sahip olunur.
Antalyaspor topa daha çok sahip oldu olmasına ama pozisyon bulmakta zorlandı. İyi şutörlerini kullanmaya çalıştı, uzaktan etkili olmaya çalıştı ama pek başarılı olamadı.
Sarı-Kırmızılı takım, canla başla mücadele etti, az da olsa pozisyonlar yakaladı ama değerlendiremedi.
***
Kaleyi Arda Özçimen korudu. Başarılı kaleci Mateusz Lis, kiralandığı takımına geri dönünce iş taraftarın beğenmediği file bekçisine düşmüştü. Genel anlamda başarılı bir performans sergiledi. Hücumda Romulo çok etkisiz kaldı. Kubilay daha çok mücadele etti.
Dennis sahada her zamanki gibi basmadık yer bırakmadı. Takıma çok faydalı olmasına rağmen geçen sezonki hatalarına devam ettiğini gördüm. Hızlı hücuma kalkan rakibinin arkasından koşup, tam yakalayacakken, bir adım geriden ayak uzatıp, faul yapmayı tercih ediyor. Sarı kartı da görüyor. Bu nedenle kırmızı kartın eşiğinde gezinip, duruyor. Rakibinin yanına gelip, omuzunu koysa, atağı rahatlıkla kesebilir oysa.
Sonradan oyuna giren Tijanic'i formundan çok uzak gördüm.
Heliton defansın bel kemiğiydi. Atakların çoğunu kesmeyi başardı. Duvar gibiydi adeta. Sadece 1 hata yaptı, kalecisine vermek isteği kafa topu kısa düştü. Sonrasında gol geldi ama VAR devreye girip, elle oynamayı belirledi.
***
Böylesine sıcak havada bu tempoda oynamak kolay değildir. Göztepe zoru başardı. Bakalım daha uygun sıcaklıklarda nasıl bir performans sergileyecek.
