Merhabalar! Yemek yemek, günlük bir aktivite olmasının yanında, kimi insanlarda daha farklı işleyen bir aktiviteye dönüşebilir. Psikopatoloji dediğimiz şey ise, olağan akışında ilerleyen bir şeyin normalden sapması durumu denebilir. Bu bozukluklardan yaygın olanları, tıkanırcasına yeme bozukluğu, anoreksiya nervoza ve bulimia nervozadır. Yeme bozuklukları, erkeklere oranla kadınlarda daha çok görülür. Sıklıkla ergenlik çağındaki bireylerde rastlanır. Çünkü ergenlik, kişinin kendisi üzerinde uğraşlarının arttığı bir geçiş dönemidir. Yeme bozukluğunun oluşmasındaki ana sebeplerinden biri, öz güven eksikliğidir. Yeme bozukluğu olan bireyler yemek yiyerek veya hiç yemeyerek yaşamını ve duygularını kontrol altında tutmaya çalışırlar.  Bu durum çoğunlukla bireyin yaşamı ve etrafında olup bitenlerle ilgili ne denli güvensizlik hissine kapıldığı ile de ilgilidir. 

Peki belirtileri nelerdir?

-Anoreksiya nervoza, yemek yemenin reddedilmesi, sağlıklı kilonun altında olma, şişmanlama korkusuyla karakterize bir bozulmadır. Bu kişiler, zayıf olmalarına rağmen kendilerini şişman gibi görürler. Öğün atlama ve yedikleri hakkında yalan söyleme yaygındır. Zaten zayıf olan bireyler daha da zayıflamaya çalışırlar ve çok fazla zayıflamak beden için de çok tehlikeli bir durumdur. Bireylerin, vücut ağırlığını veya şeklini algılama biçimiyle ilgili ciddi problemleri vardır.  Sürekli diyet yapmak, yemek yeme alışkanlıklarında yapılan keskin değişimler, aşırı spor yapma isteği, sürekli aynada vücudunu kontrol etme isteği belirtiler arasındadır.

-Bulimia nervoza, kişinin tıkınırcasına yemek yedikten sonra kendilerini kilo almamak için kusturma girişimiyle sonlanır. Bu bireyler kilo almamak için, ilaç kullanabilir veya aç kalmaya çalışırlar. Bu bireylerde, tıkınırcasına yeme durumu sık görülür. Tıkınırcasına yemek yemenin ardından kilo alma korkusuyla farklı durumlara başvururlar. Kontrollü yiyecekler yedikleri ve çok fazla spor yaptıkları dönemler ile kendilerini kusturdukları dönemler arasında gidip gelirler. Bu durum, utanma ve suçluluk duygularını sık yaşamalarına neden olur. Vücudunun şekli ve kilosu ile sürekli meşgul olunması, sürekli kilo alma korkusuyla yaşanması, aşırı beslenme atakları arasında kendini aç bırakması, aldığı kalorileri kısıtlaması veya belirli ve gerekli besin gruplarından bütünüyle kaçınılması belirtiler arasındadır. 

-Tıkanırcasına yeme bozukluğu, yeme atakları sırasında kontrolü kaybederek aralıksız yemek yemeyle karakterizedir. Bireyler, normalde tüketecekleri miktarın iki veya üç katı fazlasını 1-2 saat içerisinde tüketebilirler. Bu tür bozukluklar genellikle obezite hastalığına sahip olur. Farklı birçok hastalığa neden olabilir. Bu bozukluğu diğer yeme bozukluklarından ayıran temel özelliklerden biri, kişilerin yeme nöbetlerinden sonra kusma, egzersiz yapma veya uzun süreli aç kalma gibi davranışlarda bulunmamasıdır. Genellikle depresyon semptomları gösteren bu bireyler yaşadıkları suçluluk ve sıkıntı durumlarından kurtulmak için tekrardan yemek yeme yolunu seçebilirler. 

Peki ne yapılmalıdır?

Aneroksiya, olumsuz duygulardan kaçınma; tıkanırcasına yeme, duygularını yemekle bastırma;  bulimia ise duygusal farkındalığın azalmasına bağlı oluşan bir yeme tutumu söz konusudur. Bulimia nevrozanin iyileşme oranı daha yüksektir. Üç bozukluk durumunda da psikoterapinin önemi büyüktür. Bozukluğun altında yatan psikolojik faktörlerin çözümlenmesi önemlidir.