Transfer yasağından dolayı altyapı ağırlıklı kadroyla sahaya çıkan Altay, evinde sil baştan yaratılan 24Erzincanspor'u konuk etti. İki taraf da az da olsa pozisyonlara girdi ama ağları sarsamayınca sahadan 0-0 beraberlikle ayrıldı.

***

İlk maçlar genellikle zor olur. Takımlar birbirlerini hiç tanımadıkları için strateji belirleyemezler. ‘Galibiyet için mi oynayacaklar, beraberlik de yeter mi?’ bilinmez.

Altay'da kadro geçen sezonla hemen hemen aynıydı. Futbolcular 1. Lig'de mücadele etmiş ve deneyim kazanmışlardı. Elbette bu sezon iyi bir futbol oynamaları beklenirdi. En azından ben bekliyordum ama yanıldım. Yine oyun sistemi çok koşmak ve sert futboldan oluşuyordu. Paslaşma yoktu. Birbirlerini tanıdıkları için ezbere pas atabileceklerini, güzel verkaçlar yapabileceklerini, yardımlaşmanın yani top almaya gitmeyi daha üst seviyelere çıkarabileceklerini düşünmem hata olmuş. Ha geçen yıl ha bu yıl; hiçbir farkı yoktu. Aşırı agresif davrandıkları zamanlar da oldu; bunu da eklemek gerekir. Sakin kalabilmeyi başarmaları şart.

24Erzincanspor ise sanırım daha tam oturmamıştı. 2. Lig'in diğer grubunda yer alan Menemen FK ile Yeni Mersin İdman Yurdu karşılaşmasında her iki takım da güzel paslaşmalarla ön plana çıkmıştı. Onlara göre çok gerideydi. Ama daha iyi olacağı sinyallerini de verdi.

***

İki ekip farklı sistemle oynadı. Siyah-Beyazlı takım sertlikle ve çok koşarak rakibine üstünlük kurmayı amaçladı. Bunda başarılı oldu, ancak paslaşmayı iyi yapamayınca gol yollarında etkisiz kaldı. Hücumlara genellikle kaptığı toplarla hızlı çıkmak istedi. Pozisyon yakaladı, lakin pek de net değildi.

24Erzincanspor paslaşmayı ön plana çıkardı. Sert ve çok koşan rakibi bu örgüyü bozdu. Neticesinde hücuma çıkmakta zorlandı. Rakibinden daha çok pozisyon yakaladı, sonuçlandıramadı.

***

İki oyuncu ilgi alanıma girdi bu karşılaşmada. İlki Özgür Özkaya’ydı. Aşırı agresif oyunu yine devam ediyor. Rakibini adeta düşman olarak görüyor, hareketleriyle de kartı almayı başarıyor. Kırmızı yiyeceği maçları da göreceğiz. Bu sefer sadece sarıyla yetindi.

Geçen sezon da eleştirdiğim bir isim Arda Gezer… Yusuf Tekin pas attı ve hemen defans arkasına koşu yaptı. Onun önüne atsa kaleciyle karşı karşıya bırakabilirdi. Ama o topu sürmeyi tercih etti. Kalabalığın içine girdi ve topu da kaybetti. Teknik yok, yeterince gücü yok, hızlı değil, oyunu okuyamıyor, tüm bunlara rağmen ilk 11’de sahaya çıkıyor. Tercih edilen bir futbolcu olmasının nedenini anlayamadım. Kendisini çok daha iyi izlemem gerekecek. Bakalım sebebini bulabilecek miyim?

***

Hakemler verdiği ve vermediği faullerle, kaldırdıkları ofsayt bayrağıyla çok tepki çekti. Her maçta gerekli gereksiz tepki olur ancak bu sefer daha da fazlaydı. 

***

Bilet gişelerinde çok uzun bir kuyruk vardı. Siyah-Beyazlı taraftar takımını yalnız bırakmamıştı. 

Maç öncesi saha sulandı ama 2 tane sahaya gömülen türden olan fıskiyeler yerine oturmadı. Görevli iki kız bunları yerlerine oturturken sular açıldı ve biri sırılsıklam oldu. Sanırım şaka amaçlı yapılmıştı.

Saha zeminini çok beğendim. Halı saha gibi görünüyordu adeta. Her yer yemyeşildi. Maçtan sonra zeminde zedelenme pek olmadı. Müsabakanın başladığındaki haliyle aynı düzgünlükteydi.

Ses siteminde sorun olduğundan dolayı İstiklal Marşı taraftarlarca müziksiz okundu. İlk yarının sonlarında düzeldi.

Başlama düdüğü çalmak üzereyken, deplasman tribününün arkasında bir alet çalışmaya başladı. Jeneratör olabilirdi. Simsiyah dumanlar çıkardı. Taraftar uzaklaşmak zorunda kaldı. Etkilenenler çok oldu. Çıkardığı ses de oldukça yüksekti.