Hazine ve Maliye Bakanı Mehmet Şimşek sosyal medya hesabından vergi borçluları için son bir çağrı yaparak eylül sonuna kadar mükelleflerin borçlarını ödemelerini, aksi halde kamuoyu ile paylaşacaklarını ifade etti.

213 Sayılı Vergi Usul Kanunu’nun (5) numaralı maddesinde vergi mahremiyeti kurumu düzenlenmiş ve istisnaları arasında vergi borçlularının belli kriterler dahilinde bakanlık tarafından açıklanabileceği ifade edilmiştir.

Öncelikle bazı kavramları düzeltmek gerekiyor. Basında yer alan haberlerde “Vergi Yüzsüzleri” ifadesinin kullanıldığını görüyoruz. Bu kavram hukuken sakıncalı olup, vergi borcu olan mükellefleri bu şekilde etiketlemek doğru değildir.

Özellikle pandemi sonrası işleri bozulan, vergilerini ödemekte sıkıntı yaşayan çok sayıda mükellef var. 2 yılda bir af çıkaran ve insanları buna alıştıran bir sistemde vergi borçlarını aftan istifade ederek ödemek isteyen önemli bir kitle var. Bunun dışında teknik sebeplerle borçlu konumunda görünen ancak reelde borçlu olmayan bir kesim de var. Dolayısıyla 30 Eylül itibariyle borcu bulunan mükelleflere vergi yüzsüzü demek son derece hatalı olur.

Kimin yüzsüz olduğu kimin olmadığını belirlemek sadece açıklanacak bir listeden ibaret olamaz. 

Türkiye’de vergi inceleme oranı yüzde 2 seviyelerinde. Dolayısıyla mükelleflerin yüzde 98’i incelenmiyor. Hal böyleyken gerek sahte fatura gerekse farklı metotlarla vergi kaçıran, ancak incelenmediği için yüzsüzlüğü ortaya çıkmayan kitleyi nasıl tanımlayacağız?

Faaliyetlerinin önemli bir kısmını kayıt dışı yürütmüş, incelenmiş ve tespit edilmiş olanlar var. Bu mükellefler inceleme sonunda uzlaşıyor, cezada yüzde 80 indirim yapılıyor. Bu noktada nasıl bir tanım geliştireceğiz?

Vergi affı beklentisiyle kendisine tahakkuk eden borçlara yönelik dava açan ve takip tahsili durduran mükellefler namusludur diyecek miyiz?

Bu ve benzeri örnekleri çoğaltabiliriz. Teknik detaya boğmak istemiyorum ama çok değişik senaryolar mevcut. Dolayısıyla sadece an itibariyle belli rakamın üzerindeki mükellefleri toplumun önüne yem olarak atmak ne derece doğru, kamuoyunun takdirine bırakıyorum.

Enflasyon düzeltmesi garabeti!

Gelir İdaresi Başkanlığı, ikinci geçici vergi dönem beyannamesini “Bu son” diyerek defalarca uzattı da uzattı. Sonra 50 milyon TL cironun altındaki mükelleflerin enflasyon muhasebesine tabi olmadığını, verilen beyannamelerin tekrar düzeltilmesi gerektiğini ifade etti.

Gerçekten mali müşavirler başta olmak üzere herkes gelişmeleri şaşkınlıkla izliyor. Sormak lazım, çok mu zor acaba SMMM ve YMM’lerin bağlı olduğu TÜRMOB’a danışmak?

Düzeltmenin düzeltmesini yaptırmak ve bunu ihtiyari bırakmayıp ikinci bir iş olarak buna mecbur bırakmak nasıl bir mantıkla izah edilecek. Bazen öyle akla ziyan işler yapılıyor ki, çok basit çözümlenecek konuları karmaşık hale getirme noktasında muazzam işler yapıyoruz, tebrik etmek lazım Gelir İdaresi’ni!