10 Kasım 1938’de vefatıyla Türk Ulusu’nu yasa boğan, “Özgürlük ve bağımsızlık benim karakterimdir. Ben yaşayabilmek için mutlaka bağımsız bir milletin evladı olarak kalmalıyım” diyen, yaktığı bağımsızlık ve özgürlük ateşiyle hem ülkesine, hem de dünyanın ezilen sömürülen halklarına umut ışığı olan Yüce Atatürk’ü, ebediyete intikalinin 86. yıldönümünde özlemle anıyoruz
Önderliğinde, silah arkadaşlarıyla birlikte emperyalizme karşı başlattığı Ulusal Kurtuluş Savaşı’nı başarıya ulaştırarak, ülkesi ve milleti için bağımsızlık ve özgürlük sembolü olan, 600 yıllık monarşiden, 10 yıllık meşruti monarşiden 3 yılda cumhuriyete, 27 yılda çok partili demokrasiye evrilen bir düzeni kuran, sarayın yerine Meclis’i, kulluğun yerine yurttaşlığı, ümmetin yerine ulusu ve erkek egemen toplum düzenini yıkarak yerine kadın-erkek eşitliğini koyan, egemenliği kayıtsız şartsız millete teslim eden Yüce Önder Gazi Mustafa Kemal Atatürk, yaptığı devrimler ve yaktığı aydınlanma ışığıyla birlikte yolumuzu aydınlatmaya devam ediyor.
İstanbul’un emperyalistlerce işgaline tanık olduğunda bile, Boğaz’da demirlemiş 73 parçadan oluşan işgalci güçlerin savaş gemilerine bakarak “Geldikleri gibi giderler” diyen, Anadolu’nun haksız, hukuksuz, vahşi ve pervasız işgalinde, savaşın en olumsuz koşullarında bile zafere olan inancını yitirmeyen “Umut”tur Gazi Mustafa Kemal Atatürk.
600 yıllık monarşiden, 10 yıllık meşruti monarşiden 3 yılda cumhuriyete, 27 yılda çok partili demokrasiye evrilen bir düzeni kuran, sarayın yerine Meclis’i, kulluğun yerine yurttaşlığı, ümmetin yerine ulusu ve erkek egemen toplum düzenini yıkarak yerine kadın-erkek eşitliğini koyan, egemenliği kayıtsız şartsız millete teslim eden;
“Özgürlük ve bağımsızlık benim karakterimdir. Ben, yaşayabilmek için mutlaka bağımsız bir milletin evladı kalmalıyım”, diyerek Batı emperyalizmine ve Batı kapitalizmine karşı savaşan, 1 Aralık 1921’deki hitabında “Biz, bizi mahvetmek isteyen emperyalizme ve bizi yutmak isteyen kapitalizme karşı savaşmayı uygun gören bir mesleği icra eden insanlarız” diyen, 3 Ocak 1921’de Türkiye, Rusya, Ukrayna, Afganistan, Buhara ve Azerbaycan temsilcilerinin de katıldığı bir davette emperyalizm hakkındaki görüşlerini “Bütün mazlum milletler, zalimleri bir gün mahv ve perişan edeceklerdir. O zaman dünya yüzünden zalim ve mazlum kelimeleri kalkacak, insanlık kendisine yakışan bir toplumsal hale mazhar olacaktır” şeklinde dile getiren,
Önderliğinde, silah arkadaşlarıyla birlikte emperyalizme karşı başlattığı Türk Kurtuluş Savaşı’nı başarıya ulaştıran, ülkesi ve dünya için yaktığı özgürlük ve bağımsızlık ateşiyle, ezilen ve sömürülen mazlum milletlerin kurtuluş bilinci ve ışığı haline gelen, bağımsızlık düşüncesiyle yaşayan, dün olduğu gibi bugün de emperyalizmin öldürmek istediği ama başaramadığı, sorun emperyalizm olduğu sürece tek çözüm olan kişidir Atatürk.
ABD Başkanı Franklin Roosevelt’e “Beyaz Saray’daki görevim tamamlanınca ilk yapmak istediğim şey, zamanımızın bu en dikkate değer şahsiyetini, ülkesinde ziyaret etmekti. Kader buna izin vermedi. Bu çapta insanlar dünyaya sık gelmezler”,
1922’de, Çanakkale Savaşı yenilgisinden sonra dönemin İngiltere Başbakanı D. Lloyd George’a “Yüzyıllar nadir olarak dahi yetiştirir. Şu talihsizliğe bakın ki, o büyük dahi çağımızda Türklere nasip oldu ve kader onu karşımıza çıkardı”,
Ölümünün ardından 1938’de dönemin İngiltere Başbakanı Winston Chirchill’e “Savaşta Türkiye’yi kurtaran, savaştan sonra da Türk Ulusu’nu yeniden dirilten Atatürk’ün ölümü, yalnız yurdu için değil, Avrupa için de büyük kayıptır” dedirten,
Modern Hindistan’ın kurucusu Mahatma Gandi’ye “Mustafa Kemal İngilizleri yenene kadar biz Tanrı’yı da İngiliz zannederdik” dedirten kişidir Atatürk.
Bütün kaleleri zaptedilmiş, bütün orduları dağıtılmış, bütün tersanelerine girilmiş, emperyalist çizmelerinin işgali altında olan bir vatanı, yanına aldığı silah arkadaşları ve arkasında toplanan ulusuyla başlattığı ve zafere ulaştırdığı Kurtuluş Savaşı’nın sonunda bugün, üzerine vatan diyerek ayak basabildiğimiz Anadolu’yu yeniden vatan yapan Yüce Önder Atatürk;
Sonsuzluğa intikalinin 86. yılında yaptığın devrimler, yaktığın aydınlanma ışığı pusulamız olmaya devam ediyor.
Ruhun şad olsun, rahat uyu.