' Beden dismorfik bozukluğu ya da diğer ismiyle beden algısı bozukluğu; kişinin vücudunda bir kusuru olmamasına ya da çok küçük kusurları olmasına rağmen, bu kusurları zihninde büyüterek çok çirkin olduğunu sürekli olarak düşünmesine neden olan psikolojik bir rahatsızlıktır. Bireyler kusurlu olduklarını düşüncesine çok fazla takıntılı oldukları için günlük hayatları, iş hayatları ve sosyal ilişkileri oldukça olumsuz etkilenmektedir. Beden dismorfik bozukluğunda kişilerin çok büyük fiziksel kusurlarının olmasına gerek yoktur. Bireyler çok küçük bir fiziksel kusuru bile, çevreleri tarafından fark edilen çok büyük bir kusur veya çirkinlik olarak görürler ve bu kusurlarından nefret ederler. Kusurlu buldukları yanlarını sürekli olarak başkalarının dış görünüşleriyle kıyaslarlar. Bu bozukluk her 100 kişiden 2 kişide görülen bir psikolojik rahatsızlıktır. Kadınlarda erkeklere kıyasla daha fazla görülmektedir. Özellikle ergenlik döneminde bu oran daha da artmaktadır. NEDENLERİ Genetik aktarım: Genetik aktarım pek çok psikolojik rahatsızlığın en büyük nedenlerinden biridir. Beden dismorfik bozukluğu da genetik aktarımla oluşabilecek bir psikolojik rahatsızlıktır. Çevresel etkenler: Toplum içerisinde güzellik algısının sürekli olarak mükemmelliğe, zayıflığa, orantıya bağlı olması; bireylerin küçüklüklerinden itibaren dış görünüşleri ile ilgili sorunlar yaşamasına, kendilerini çirkin hissetmesine neden olmaktadır. Bireylerin yakın çevrelerinden çocukluklarından itibaren bedenleriyle ilgili alaycı yorumları da beden algısını etkilemektedir. Düşük özgüven: Kişilerde düşük özgüven olması, kendilerini yetersiz hissetmeleri ve dış görünüşlerini takıntı haline getirmelerinin nedenlerinden biridir. Psikolojik sorunlar: Bireylerde; depresyon, yeme bozuklukları, kaygı bozukluğu gibi psikolojik sorunların varlığı da beden dismorfik bozukluğunun ortaya çıkmasında etkilidir. BELİRTİLERİ Beden dismorfik bozukluğa sahip kişiler:
  •  Sürekli olarak kusurlu buldukları yerleriyle ilgilenirler. •    Gün içerisinde ayna karşısında, çok fazla zaman geçirirler. Bu bazen günlük yaşamlarını aksatacak kadar uzun sürebilmektedir. •    Sürekli olarak makyaj, kıyafet, saç şekli ile kusurlarını kapatmanın bir yolunu ararlar. •    Sık sık kusurlarını kapatmak için değişmeye çalışırlar. •    Çevrelerine sürekli olarak nasıl göründüklerini, kusurlu bölgelerinin kötü görünüp görünmediğini sorarlar. •    Dış görünüşlerinden takıntı derecesinde rahatsız oldukları için yalnız olmayı tercih ederler. Dışarı çıkmak, arkadaşlarıyla görüşmek istemezler, genellikle eve kapanırlar. Son olarak, bu bozukluğa sahip kişiler mutlaka bir psikolojik destek almalılardır. Bu destek onlara kaliteli bir yaşamı geri getirecek ve kendilerini daha iyi hissetmelerini sağlayacaktır.