Her yıl yeni bir kriz, her “tamam, geçti artık!” dediğimizde başka bir ekonomik ya da jeopolitik gerilimin ortasında kalıyoruz. Etraf ateş çemberi, ekonomi ise seçim yorgunu ve sıkıntılı günlerden geçiyor. Seçim vaadlerinin ve seçmen beklentilerinin sonu yok… Sonu olmayan beklentilerle ekonomik önlemler alınması da kolay değil. 

Geçen sene en önemli kriz Rusya Ukrayna Savaşı ve ardından Kosova-Sırbistan gerginliği idi. Bu sene Türkiye’nin yaşadığı büyük deprem faciası bütün bir toplumu ve elbette her türlü ekonomik ve sosyal gelişmeyi etkiledi. Yine de yaraları sardık, “yola devam” ederken, bu defa İsrail-Hamas çatışması ve sonrasında İsrail’in Gazze’ye yağdırdığı bombalarla bir defa daha yaralandık… Zaten Suriye, bitmeyen bir krizimiz olarak gündemde… Türkiye tek başına bir ülke değil sonuçta, pek çok devletleri birbirine bağlayan, bölge ülkeleri için yeni bir köprü “Kuşak ve Yol İnisiyatifi” bütün bu gelişmelerle önemini ve haklılığını koruyor.

Dünya ekonomisi ürkek bir serçeden beter: en küçük çıtırtı ile irkiliyor. Zengin - fakir ülke ayırımı arttı. Gelişmiş şu kadar ülke kendi derdine düştü. Ama bu defa “Azdan az, çoktan çok gider.” deniliyor. Enflasyon ve işsizlik ülkeler için resesyon habercisi. Petrol fiyatları gerilimi sevmiyor: yeniden 90 dolarları aşmış görünüyor. Bizim gibi her 10 dolar petrol fiyatı artışında yaklaşık 4 milyar dolar cari açık veren bir ülke için de bu değerler önemini korumaya devam ediyor.   

Şimdi 10 senedir gündemde olan ve projenin önemli kısımları tamamlanmaya devam eden “Kuşak ve Yol İnisiyatifi” bölge için barış yolu olabilir. Sonuçta 152 ülke ve 2.7 trilyon dolarlık bir ticaret hacminden söz etmekteyiz. Ayrıca 32 uluslararası kuruluşun da 200 kadar mutabakatı ile bu projede imzası yer almaktadır.

Ayrıca bu sürecin en önemli hızlandırıcılarından olan “Asya Altyapı Yatırım Bankası” da kurulmuştur. Bu bir “İpekyolu Fonu”dur. Bir kurumsal yapı da beraberinde gelmektedir. İlgili ülkelerin genç ve dinamik nüfusu projenin en önemli yanı olarak değerlendirilmelidir. Söz konusu ülkelerin 2.7 trilyon dolara ulaşan ticaret hacmi ve 700.000’den fazla kişiye istihdam imkanları sunması dikkatleri Kuşak ve Yol İnisiyatifi’ne çekmektedir. 

Bu projenin merkezinde yer alan Türkiye, 50 milyar dolarlık sermaye ile kurulan Asya Altyapı Yatırım Bankası’nda kurucu üyedir. Ayrıca Asya ile Avrupa Kıtası’nı birbirine bağlayan “Marmaray” projesini hayata geçirdi. Yavuz Sultan Selim Köprüsü de bu projenin bir parçasıdır. Son olarak Londra’dan Pekin’e önemli bir yol olan Bakü-Tiflis-Kars demiryolu da Türkiye’nin inisiyatifindedir. Bu yollar, sonrasında gelecek büyük bir stratejik işbirliklerinin de köprüleri olacaktır.

Karadan ve denizden yol bularak Pekin’den Londra’ya, oradan da Afrika; hatta Amerika Kıtası’na ulaşması planlanan Kuşak ve Yol İnisiyatifi’ne bir de ülkelere ve kıtalara köprü bir inisiyatif olarak bakmak gerekiyor.  

Sermayenin yakınlaşması, para birimlerinin entegrasyonu, yeni paraların hayata geçebilme ihtimali bile ekonomide yeni cazibe merkezlerinin habercisi hükmündedir. Bu proje mevcutların ıslahı, yeni bağlantıların eklenmesi, demiryolu ve limanların birbirine bağlanması ile başta ticaretin ve sonrasında sosyal etkileşimin  önünü açacaktır.

Ülkelerin istikrarı, gelirin adil paylaşımı, gelişmenin ve refahın kapsayıcılığı hoşgörüye dayalı bir işbirliği ve kalkınmaya fırsat verecektir. Eğer bir şeye zorlanacaksa, dünyanın bu işbirliği imkanlarını zorlamaktan başka bir şansı bulunmamaktadır.