Sevgili arkadaşım can yoldaşım güzel insan özde öğretmenim, komşum can arkadaşım Duran Sınacı öğretmenimin sevdalısı Gülnaz Sınacı artık yıldızlarda… Artık onunla yürüyüş yapamayacağım. Acılı kısırın arkasından uzun bir kahve sohbetine dalamayacağım. O çok sevdiği öğrencileri için çırpınışını dinleyemeyeceğim. Işık saçan güzel yüzünü ve güzel gülüşünü göremeyeceğim. Ona sımsıkı sarılamayacağım tüm benliğimde sıcaklığını ve kokusunu hissedemeyeceğim. Çok üzgünüm sözün bittiği yerdeyim…Çok zormuş onun arkasından tuşlara basmak. Bu yazı çok çok erken yazıldı. Daha yapacak ne çok işimiz vardı…En son Narlıdere Rasim Önel Mesleki ve Teknik Anadolu Lisesinde muhasebe öğretmeni olarak görev yaptıktan sonra emekli oldu Gülnaz öğretmenim. Yüzlerce güzel insan yetiştirdikten sonra artık emeklilik hayallerini gerçekleştirmeye çalışıyordu. Yaşadığımız deprem felaketinde Hatay’da ailesinin yanında misafirdi. 50 saat boyunca enkaz altında dışarıdaki yakınlarıyla konuştu direndi ölüme. Tam 50 saat arama kurtarma ekibini bekledik.7 kez 112 çağrı merkezine kayıt açtırdım. Sonunda geldiler enkazdan sağ çıkardılar ama olan olmuştu 2 gün daha direndi sonunda onu kaybettik. Oysa kurtarma ekipleri daha erken gelseydi o yaşayacaktı. Biricik oğlu sevgili Ozan’ımız 50 saat boyunca annesinin enkazının yanında bekledi umutla. Ama onu kurtarmaya gücü yetmedi yavrumun. Bu çarpık düzen onu kopardı annesinden. Acımı tarif etmem imkansız. Çok acı çekiyorum bu satırları yazarken. En zor yazdığım yazı ama iyileşeceğim iyileşeceğiz hep birlikte dayanışma içerisinde güç birliği yaparak yaralarımızı saracağız. Binlerce insanın ölümüne sebep olanların takipçisi olacağız. Bu bizim insan olma sorumluluğumuzdur. Evet bu çok büyük bir felaketti depremler büyüktü arka arkaya geldi ancak günah keçisi  deprem değildir. Birincisi birçok alanda olduğu gibi inşaat sektöründe de kanun ve yönetmenliklerin kağıt üzerinde uygulanmış gösterilmesi ve pratik olarak uygulanmamasıydı. Eğer uygulansaydı depremde tıpkı Elbistan’da olduğu gibi 3 yıllık apartmanlar yıkılmazdı. Her sektörde insanlar kötü şeyler yapabilirler, her türlü dolandırıcılık vb. topluma her bakımdan zarar verecek bir işleyiş içinde olabilirler bu doğaldır. Doğal olmayan onları kanun ve yönetmenliklerle ve yaptırımlarla engellemeyen ilgili kamu kurumlarıdır. Toplumsal faydayı hiçe sayan   insanların yaşam haklarını elinden almaya cüret edecek kadar ileri giden kötü niyetli insanlara hak ettikleri cezayı vermeyen hukuk sistemidir. İkincisi arama kurtarma ekibinin yetersizliğidir. Ülkemizde bu büyük deprem için yeterli arama kurtarma ekibi yoktu. Neden yoktu? Bilim insanları sürekli ülkemizde büyük depremler olacağını söylüyorlar. Birçok alanda yoğun kadrolaşma olurken neden arama kurtarma ekibi yetersiz. Hekimler ve arama kurtarma ekipleri en yaşamsal mesleklerdir. Bu alanlarda kadro yetersizliği kabullenemez. Ayrıca depremden hemen sonra başka ülkelerden kurtarma ekipleri gelmedi. Tek çare buydu. Nerede yanlış yapıldı. Neden bütün ülkelerden talep edilmedi. Tam 50 saat dile kolay Taa Güney Afrika Cape Town’dan bile ekip gelebilirdi bu kadar saatte. Bu konuda sınıfta kalındı. Neden Gülnaz öğretmenim ve on binlerce kişi 50 saat arama kurtarma ekibi bekledi ve sonunda yaşamını kaybetti? Deprem çok önemli bir doğa olayı engelleyemeyiz. Yapabileceğimiz tek şey sağlıklı konutlarda yaşamak. Başka bir şey yapamayız. Ama bu bizim ülkemizde pek mümkün değil. Buradan Elbistan’daki ilgili kurumlara sesleniyorum. İzmir’den Mimar ve İnşaat Mühendisleri odasından bir ekip yıkılan binalarla ilgili Elbistan’da bir inceleme yapsın ve sonuçlarını bize açıklasın. Bunu öğrenmek hakkımız. Örneğin benim bütün akrabalarım evsiz kaldı ölenler oldu. Bu konuyu depremi suçlayarak kapatamayız. Çünkü bu ileride daha büyük kıyımlara sebep olur. Acımız çok derin bütün hücrelerimiz sızlıyor. Yıllarca deprem bölgesi toparlanamaz. Depremin ekonomik sosyolojik psikolojik etkilerini uzun yıllar yaşayacağız maalesef. İş yine bence halka düşüyor. 24 yıldır gönüllü olarak toplumsal çalışmalar yapıyorum ve oldukça verimli sonuçlar alıyorum. Benim gibi ülkesini dünyayı bütün canlıları seven, insan yaşamına kıymet veren vb. Milyonlarca insan vardır. Gelin hep birlikte yasımızı tutup acımızı yaşadıktan sonra dayanışma içerisinde güç birliği yaparak yaralarımızı saralım o masum insanlara mezar olan binaları yapanlardan hesap soralım. Evet hesap soralım cezalarını almalarını sağlayalım ki bir daha böyle bir felaket yaşanmasın. Bu diyar baştan başa bizim. Bu diyarda hiç kimse pisi pisine birilerinin para hırsı yüzünden ölmeyi hak etmiyor. Gülnaz öğretmenim o çok sevdiğin doğanın kucağında huzurla uyu. Ozan artık benim manevi oğlum üçüncü çocuğumdur. Onun ve bütün gençlerin ve çocukların geleceği için bütün gücümle ve enerjimle çalışmaya devam edeceğim. İnanıyorum bir gün güzel insanlık gelecek. Canım Gülnaz öğretmenim ve deprem felaketinde kaybettiğimiz bütün canlarımız ışıklar içinde uyuyun. Yıldızlar yoldaşınız olsun. İyileşeceğiz. İyileşmek zorundayız. Çünkü daha yapacak çok işimiz var. Bir daha böyle felaketler yaşamamak dileğiyle hepinizi sevgiyle kucaklıyorum.