TÜİK verilerine göre insan ömrü 2019 yılından itibaren inişe geçti. Türkiye’de 2017-2019 yılları arasında insan ömrü ortalama 78.6 yıl iken bu rakam 2019-2021 yılları arasında 77.7’ye, 2020-2022 yılları arasında da 77.5’e geriledi.

Bunda tabii en büyük etken Covid-19. Pandemiden önce Türkiye’de ölüm oranı binde 5.2 iken 2021’de bu rakam binde 6.7’ye yükseldi. Resmi olmayan ama doğru olduğuna inanılan bilgilere göre Türkiye’de Covid’den 264 bin kişi öldü.

Insan Ömrü Iki

Covid’le ilgili araştırmalar ve beraberinde getirilen endişeler, bu iniş sürecinin gerekli önlemler alınırsa devam etmeyeceği görüşünde ama göz ardı edilen detay da, aslında sağlıklı yaşam süresi. Bu süre 2019-2021 yılları arasında Türkiye’de 58.1 iken 2020-2014 yılları arasında 58.4’e yükseldi. İnsanımız yaşamının 20 yılını hastalıklarla geçiriyor. Uzmanlar, önemli olanın da bu 20 yılda sağlık hizmetlerinin yeterince sunulması ve kaliteli yaşamın süresinin uzatılması olduğu görüşünde.

Günümüzde insan ömrünün ne kadar olduğunu gösteren tablo, Monaco’nun en şanslı ülke olduğunu gösteriyor. Biz, çok altlardayız ve kat edeceğimiz daha çoook uzun bir yol var.

Son bir bilgi: Türkiye’de kadınların ömrü erkeklere göre 5.5 yıl daha fazla.

Bir başka bilgi de; Bulgaristan’da ömrün kısalma hızı rekor seviyede. Bu hız, yılda 25 ay…

AK Parti, bunca oyu boşuna almıyor

Eğri oturalım, doğru konuşalım:

Ekonomik ve sosyal yaşamın dibe vurduğu bir tablo ortada iken AK Parti, yine de oy almayı başarıyor.

Nasıl yapıyor bunu?

İnsana dokunuyor. Bunu örgütlü bir biçimde sürdürüyor.

İl ve ilçe yönetimlerinde her üyenin bir ilgi alanı var:

Milli Eğitim, sağlık, emniyet, adalet, maliye, ulaştırma vs.

Vatandaş, bunlardan herhangi birinde sıkıntıya düştüğünde o üye devreye giriyor ve sorununu çözmeye ortam hazırlıyor.

Devlet kurumları, AK Parti örgütlerinin isteklerini talep değil talimat olarak algılamakla görevli. Bunu yapmayana kapı açık.

AK Partili her yönetici, vatandaşla konuşurken “Benden bir isteğiniz var mı?” sorusunu mutlaka soruyor. Varsa, bunu angarya gibi görmüyor.

Evler ziyaret ediliyor, devlet yardımları çok iyi organize ediliyor… AK Partililer, devlet karşısında asla ezdirilmiyorlar.

***

Bu yazı, aslında bir AK Parti övgüsü değildir. Siyasi bir başarıdır. 

Diğer siyasi partilerin başarmadıkları, başaramayacaklarıdır.

Bunca sıkıntıya rağmen AK Parti, hala iktidarda kalmayı başarmışsa bunun sırrıdır.

Kabul edelim, şapka çıkaralım.

Zulüm inadı

Yirmi birinci yüzyılda yaşıyoruz. Teknolojinin bize sunacağı bütün refahı kullanmak istiyoruz.

Bu bizim hakkımız.

Sunmak da; bizi yönetmeye talip olanların görevi.

İzmir’de hala belediye otobüslerinde klimalar çalışmıyor. Kliması bozuk araçlar, sefere çıkarılıyor.

Cehennem sıcağında insanlar, baygınlık geçiriyor. Otobüslerin içi 50 dereceye yükseliyor.

O kör olası kafalar hala inatla bu zulmü bize reva görüyor.

Hadi vatandaşı takmıyorlar, kendi mesai arkadaşı olan şoförlere de acımıyorlar.

Bu tipler var oldukça “Hizmet ediyorum” diye istediğiniz kadar övünün.

Bunlar, hep bir kenara yazılır, zamanı gelince de hatırlatılır.

Zaten yapılıyor.

Yapılmasa beş yılda bir başkan değişir miydi?

İBRAHİM ORMANCI

Şimdilerde Affan Dede’ye para falan sayılmıyor. Daha Affan Dede’den para çarpılıyor!

***

Yağmur yağıyor seller akıyor. Arap kızı koca bulmak umuduyla camdan bakıyor!

***

Bana kara diyen dilber. Bronzlaşma işini biraz fazla kaçırmışım kabul ediyorum!

***

Şişeden çıkan cin ''Dile benden ne dilersen'' dedi bana. Boşluğuma geldi  ''Sabır dilerim üstadım'' deyiverdim. Dilek hakkım gitti!