Rüyalar ve gerçek yaşam
Funda Altınok
Çok eskilerden beri rüya insanlar için ilgi çeken bir konu olagelmiştir. Bunun nedeni, rüyaların duyular vasıtasıyla algılanan gerçeklikle ve aynı zamanda uyanık haldeki eylemlerle ilişkili olmasıdır.
Gerçek yaşam dediğimiz hayat bir illüzyondan ibarettir. Aslında yaşadığımız dünyevi yaşamı her ne kadar gerçek olarak görsek de bir çeşit rüyadır. Aynı şekilde gerçek olarak görülmeyen rüyalar ise bir çeşit gerçektir.
İnsan bedeni öldüğü zaman bilinç yok oluyor sanılır. Hâlbuki bilim insanları enerji yok olmaz, sadece dönüşür diyorlar. Son zamanlarda ölen bedenden bulutumsu bir yapının ayrıldığı gelişmiş teknolojik makinelerle fotoğraflanmıştır. Bu da bilincin yok olmadığının kanıtıdır. Buradan anlayabiliriz ki hiçbir şey göründüğü gibi değildir.
Dünyevi yaşam, geçmişte yaşadıklarımızı düşünürsek bir rüya gibidir çünkü çok azını hatırlarız, aslında dün ne yemek yediğimizi bile hatırlamayız. Aslında rüya görür gibi yaşam geçip gitmektedir. Bazı rüyalar ise o kadar gerçek gibi görünür ki uzun süre etkisinden kurtulamayız.
Aslında insanlar çevrede gördükleri şeyleri gerçekte olduğu gibi değil de, kendi algısına göre görür. Bu da gerçekleri görmediğimiz, yaşayamadığımız, yani zihnimizde yaşadığımız anlamına geliyor.
Herkesin algısı geçmiş tecrübelerine göre farklı olabilir. Bir konferansta anlatılan konuyu dinleyen yüz kişiye sorsak yüz farklı cevap alırız.
Hayat doğum ile ölüm arasında yapılan bir yolculuktur. Yaşam bir rüyadır ölüm ise uyanış.
Bir insan yaşadığı hayatı tekâmül yolculuğuna dönüştürdüğü zaman bu rüyadan uyanır ve ölümsüz olur.
Tekâmül eden birey dünyevi yaşamın bir rüya olduğunu görür ve gerçek yaşama uyanır.
Dünya Değişim Akademisi’nde “Ölümü Aşma Sanatı” değişim programı ile bu gerçeğe adım atabilirsiniz.
Bir ay süren ve 8 seanstan oluşan değişim programı her biri farklı tema ve beden hareketlerinden oluşuyor, her seans 45 dakika sürüyor. Somut zihin olan bedenin hareketleri zihinde bazı değişimlere neden oluyor.
Ayrıca her seans öncesi farklı bir tema ile bir farkındalık oluşuyor. En son gevşeme aşamasında konu ile ilgili olumlama yapılıyor. Değişim bu kadar kolay oluyor, zihinsel çabalamalar olmaksızın değişimi deneyimliyorsunuz.
Kendimizi değiştirelim dünyamız değişsin, dünyamızı değiştirelim dünya değişsin.
Yorumlar