Milli Takım maçlarını tek yürek izliyoruz. Tüm ülkenin bütünleşik bir şekilde aynı heyecanı yaşıyor olması insanı gururlandırıyor.
Son maçta Portekiz’e yenilmiş olsak da, Arda Güler’in Gürcistan maçında atmış olduğu gol hafızalardan silinmeyecek. Kim bilir belki de Arda tarafından atılan muhteşem gol, yıllar sonra bile konuşulmaya devam edecek.
2012’nin sonlarında Zlatan İbrahimovich, İngiltere’ye karşı uluslararası bir hazırlık maçında gelmiş geçmiş en iyi gollerden birini attı. Futbol hayatından daha çok attığı bu golle iz bıraktı İbrahimovich.
İzler…
Recep Yazıcıoğlu yıllar önce vefat etmesine rağmen bıraktığı izler hala buralarda, silinmedi silinemeyecek. “Muhteşem vali” olarak bıraktığı ayak izlerini görüyor musunuz?
Muhsin Yazıcıoğlu helikopter kazasında vefat etmesine rağmen hala izleri devam etmekte, kitleler onun düşüncelerini savunmakta. Haksız da değiller.
Hitler! İzlerini, acı dolu içinde geçen bir çocukluk ve milyonların ölümü şeklinde bıraktı.
Buddha, Budizm’in kurucusu. Budizm dininin öğretileri hala kitleleri etkilemeye devam ediyor. "Buda" bir lakap olup kendisine ölümünden yüzyıllar sonra atfedilmiş. Buddha, Sanskrit dilinde “uyanmak, idrak etmek, bilinçlenmek” anlamına gelen “budh” fiilinin geçmiş zaman kipidir. "Uyanmış, idrak etmiş, bilinçlenmiş” anlamına gelir.
Babaannem. Beyaz ve naif kadın. Ettiği dua sesleri kaldı geriye. Hala duyarım…
Örnekler çok çok uzun…
İşte var olmak fiili böyle bir şeydir. Var oldunuz mu?
Bu da gelir bu da geçerden daha çok, var olmayı temsil eden şey izlerdir.
İşte insan hayatı da, tarih de, coğrafya da, siyaset de izlerden ibarettir. Yaşam ile ölüm arasında bir yerlerde izler var…
İz bırakmak atom bombası atarak da olur, çiçek aşısını bularak da. Tıynete, yeteneğe bağlı.
Geriye sizden hangi izler kalacak?
İz bıraktığınız kadar var olursunuz. Kütleniz bıraktığınız izler kadardır. Ne para, ne şöhret, ne makam…
Zamanın üzerinde olan şeydir bıraktığımız izler. Zamansızdır…
Unutulmayan bir şiirdir, sayfaları eskimiş bir kitap, örnek alınmış bir lider ya da gidilmesi gereken bir yol…
İz bırakmak, unutulmayacak kendisini hatırlayacak bir şeyler bırakmak herkesin yapmak istediğidir. Çünkü insan yaşadığını bıraktığı izlerle anlar. Üzerindeki izlerse yaşattığı kişilerdir.
Hepimizin ruhunda başkasının ayak izleri vardır. Herhangi birinin kalbine, yüreğine dokunmayı başardıysanız, mutlaka izi kalır.
Er ya da geç o izler, bizlerin hayatlarını etkiler.
Arda, genç yaşına rağmen futbol tarihine attığı gol ile iz bırakmayı başardı.
Peki ya biz?
Geçerken mi uğradık hayata, iz bırakmak için mi geldik bu dünyaya
Ölüp gidip kimsesiz olmayı ya da ölümsüz olmayı seçmek için durup düşünmek zamanı…
