Tarih 26 Eylül 2023 Salı. Saat 18.10 suları. Yer Buca İlçe Sağlık Müdürlüğü’nün önündeki otobüs durağı. 465 No’lu hatta çalışan 35 AUR 500 plakalı ESHOT otobüsü, durakta bekleyen yolcuların işaretine rağmen durmayınca bir yolcu, camı tıklayarak şoförü uyardı.

Ve olan oldu. Şoför, yolcuya öyle bir bağırdı, öylesine kabalaştı ki…

Yolcu, “Bana ne hakla bağırırsın?” diye sorunca da ambulans sesini bahane ederek kendini haklı çıkarmaya çalıştı.

Diğer yolcular tepki gösterdi. Ama şoför, agresif, saygısız, terbiyesiz tavrını inadına sürdürdü. Bir ara direksiyonu bırakıp aracı terk etti.

Bağırıyor, hakaret ediyor, yolcunun üzerine yürüyor…

Bu yaşıma geldim, böyle bir otobüs şoförü görmedim. 

Görmek bir yana tehlikeli buldum. Böyle bir adamı, direksiyon başına geçiren sistemi de tel’in ediyorum ve bu ve bunun gibi adamları, “Şoför” yapanları da sorumlu tutuyorum. Onca yolcunun hayatını kendisiyle kavga eden, agresif birine teslim etmek, büyük bir risktir.

Bu adam, bir psikoteknik tetkikten geçse, adım gibi eminim, elindeki ehliyet geri alınır.

ESHOT gibi, yönetimi zor bir kurumda bu detayların gözden kaçırılmaması en büyük dileğimdir.

Hiç birimiz, “Bindik alamete gidiyoruz kıyamete” demek istemiyoruz.

Yağma yok

Önce kadınlar uyandı:

Kendilerine “Bayan” denilmesini istemedi. “Ne demek bayan” dediler ve eklediler:

“Bayan, bize göre bay’ın üretilmiş bir ekidir. Erkek ve kadın eşitliğine aykırıdır.”

Dediklerini yaptılar, kendilerine sadece ‘Kadın’ denmesini istediler. Aksi davranana tepki göstermeyi de ihmal etmediler.

Sonra sıradan vatandaş uyandı:

“Ne demek devlet büyüğü” dediler ve eklediler:

“Devlet büyüğü diye bir şey yoktur. Büyük olan devlettir. Devlet büyüğü tanımı, devleti hor görenlerin marifetidir.”

O mesele de halledildi. Bundan böyle ‘Devlet büyüğü’ demek yok. Bir tek devlet büyüğü var, o da Atatürk.

Son olarak da partililer uyandı:

“Bize parti tabanı diyorlar. Ne demek taban? Biz, partinin en alt seviyesinde olan insanlar mıyız?

Dediler ve eklediler:

“Taban, partiye gönül vermiş, hizmet etmiş insanları küçük görmekten başka bir şey değildir. Taban, nereden tutsanız, hiçbir değer ifade etmeyen bir kelimedir ve kabul edilebilir yanı yoktur.”

Böyle gidiyor uyanışlar.

Gündeme seçmen ve vekil gibi tanımlar da gelebilir.

Ama bu defa, kelime üzerinde durulmayacak, seçmen ve onun vekili arasındaki itibar farkı tartışılacak gibi.

Seçmenin sahip olduğu haklarla onun seçtiği vekilin sahip olduğu haklar karşılaştırıldığında ortaya çıkan gerçektir bu son uyanışın adı.

Yine 65 yaş üstü

Büyükşehir Belediyesi’nin halka açık tuvaletleri var. Bu tuvaletler, geçtiğimiz aya kadar 65 yaş üstü vatandaşlara bedava idi. “İzmirim” adlı kartı bastıran içeri girip ihtiyacını gideriyordu.

Birkaç gündür bu tuvaletler artık onlara da paralı.

65 yaş üstüyle uğraşmayı kendine meslek edinmiş bir anlayış türedi. Galiba onlara “Sessiz kuşak” diyorlar.

Çilesi bol bir hayatı yaşamışlar. Yaşadıkları onlara yeterken bu ufak hesaplar da ne böyle?

Hah; prostat yaşıdır deyip bir hınzırlık varsa işin içinde diyecek bir şey yok.

Bu dünya ne garip. KİMİSİ GÜCE tapar, kimisi de yalnızca ÜÇE!

***

Türkiye bir MUZ CUMHURİYETİ değildir. Ama MUZİP CUMHURİYET olduğu kesin canım!

***

Bunca yıldır yaşamdan öğrendiğim şey; insan üşenen bir varlıktır. Kesin bilgi!

***

Evlilik aşkı öldürüyor mu bilmem. Ama gazeteler eşlerini öldürenlerin haberlerinden geçilmiyor!

***

Anneme Malum-Sen'de sendikacı olduğumu söylemeyin. Hakem Heyeti’nin verdiği zamma saydırıp duruyor!