İzmir’in en kalabalık ilçesinin emniyet müdürü ile konuşuyorum.
Polisle ilgili sağlıklı bilgilerin yazılı basına ulaşmasındaki zorlukları anlatmaya çalışıyorum.
Cümlem bitmeden cevap veriyor:
“Emniyet olarak yazılı basına bilgi veremiyoruz. Bilgileri sosyal medyaya iletiyoruz. Onlar yayıyorlar.”
Buyrun cenaze namazına.
Müdür, herhalde üstlerinden aldığı talimatı uyguluyor. Ona diyecek bir şey yok.
Ama böyle bir uygulamayı ve böyle bir prensibi kabul etmek mümkün mü?
Sosyal medya, Türkiye’de çivisi en çok çıkmış platformlardan biridir.
Prensibi, ahlakı, dürüstlüğü, dini, imanı yoktur.
Sosyal medya, tutacak tarafı kalmayan bir kavramdır. Toplumun en büyük zararlısıdır.
Neden?
Çünkü denetlenmiyor. Yazılı basın gibi müeyyidesi yok. Yazılı basın gibi, tepesinde Demokles’in kılıcı durmuyor.
Sosyal medyada atış serbest.
Sosyal medyada herkes, her istediğini yapıyor.
Ve sonuçta; Türkiye’nin en köklü, en saygın, canımızı, malımızı, her şeyimizi emanet ettiğimiz Emniyetimiz, yazılı basın yerine sosyal medyayı tercih ediyor. Haberleri onun aracılığıyla servis ediyor.
Kabul edilebilir bir şey değil.
Yazılı basının oluşturduğu örgütlerin bu konu üzerine eğilmesi ve gereğini yapması ülke insanına yapılacak en önemli hizmetlerden biridir diye de düşünüyorum.

İddialar ayyuka çıktı Şehzadeler’de garip iddialar

Partisi önemli değil ama iddialar önemli.

Iddialar Bir Sadece Bayanı Kullanalım.
Manisa’nın Şehzadeler İlçesi’nin Hanım Belediye Başkanı Gülşah Durbay, kendisine önceki başkandan kalan güzelim Japon markası makam aracını başkan yardımcısına vermiş, o da iddiaya göre ayda 100 bin lira ödeyerek sonradan Almanlar tarafından satın alınıp üretilen başka bir makam aracı kiralamış.
Kiralama işi, bazen satın almaktan daha pahalıya mal olabiliyor. Burada da durum aynı. Eğer iddia doğru ise Başkan, yılda bu araç için 1 milyon 200 bin lira ödeyecek. Bu parayla pek ala iyi bir araç edinebilir.
Ayyuka çıkan konular, cevap bekleyen soruları da içerir.

Iddialar Iki
Burada böyle bir durum var. Gülşah Başkan, çıkıp “Durum budur, gerçeği söyledim” derse kafalarda netleşme sağlanır, vatandaş rahatlar.
Bu kadar basit.

Rakamlar böyle

Emekli milletvekillerinin yüksek maaş aldıkları, hatta bunu hak etmedikleri ile ilgili yoğun bir kamuoyu oluşması var.
Çoğu kere rakamlar brüt dillendirildiği için tepkiler büyüyor.
Halen emekli milletvekilinin maaşı net 93 bin 229 lira 52 kuruş.
Bir garabet var. O da şu:
Emekli cumhurbaşkanının maaşı 73 bin 200 lira. Yani emekli milletvekilinden az. Onu da iki kişi alıyor: Ahmet Necdet Sezer ve Abdullah Gül.
En düşük emekli maaşının hazineye ne kadar mal olduğunu yana yakıla açıklayanlar, bunu nasıl yorumlayacak; göreceğiz.
Bir bilgi daha: Emekli olup tekrar vekil seçilenlerin maaşı da 147 bin. 

İBRAHİM ORMANCI

Evde, işte, metroda, otobüste, yatarken, yürürken hep elimizde bu zımbırtı... İyi de kardeşim ; kefenin cep telefonu yok değil mi?

***

Kadınların toplanıp kısır yiyip, bolca dedikodu yapmalarına KISIR DÖNGÜ denir!

***

Hollanda'ya atar yapmak için yel değirmenlerine karşı birlikte çarpışacak partner arıyorum. İmza : Don Kişot!

***

Özünde trafikte magandalık var. Jant çıkar, huy çıkmaz yani!