Kahramanmaraş depremi sonrası yaralar sarılırken, burada DASK’ın önemi biraz daha öne çıkmış oldu.

Depremde toplam 469 bin 035 ihbar yapılmış ve bunlar sigorta şirketlerine yönlendirilmiş. 220 bin 359 dosya işleme alınmış, 54 bin 609’u alınmamış. 14 bin 914 konut sahibine de ödeme yapılmamış. Dahası var, eksik evrak sunan 82 bin 561 kişi reddedilmiş, 37 bin 530  dosyada da hasar olmadığı için işlem gerçekleşmemiş.

Sigortaların toplam ödemesi de 19 milyar 182 milyon kusur lirayı bulmuş.

Burada en ilginci; DASK sigortası yapmasına rağmen reddedilen 14 bin 914 kişi. Çünkü sigorta poliçelerini yanlış bilgilendirmelerle doldurmuşlar. Metrajı, prim düşer diye az tutmuşlar.

Sigortacılar, bu yöntemin bugün çok kullanıldığını, özellikle su, elektrik bağlamaları ve konut satışı gibi durumlarda üç kuruşluk kazanç için tercih edildiğini, ancak doğru olmadığını savunuyor.

“Kaz gelecek yerden tavuk esirgenmez” sözü sanki bugün için söylenmiş.

Mutlaka başarılmalı

Toplumda ciddi bir ‘Cezasızlık algısı’ var.

Yargı adalet sunmuyor, suçlunun yaptığı yanına kar kalıyor.

Bu algı, boş bir şey değil. Her gün yüzlercesi yaşanıyor.  Yargı sistemimizdeki belirsizlikler, toplumsal gerginliğin getirdiği suç oranlarındaki hızlı artış, mahkemelerin buna bağlı olarak artan iş gücü ve cezaevlerinin yetersizliği.

Bu yüzden hangi suçu işlemiş olurlarsa olsunlar; çoğu kere hak ettikleri cezaya çarptırılmıyorlar, salıveriliyorlar ve toplum, suç makinelerinin ellerini kollarını sallayarak dolaştıkları bir hal alıyor.

Cumhurbaşkanı’nın Sırbistan dönüşü yaptığı açıklamalar bu anlamda umut sunuyor ama geç kalan bir müdahale olduğu için de haklı olarak eleştiriliyor.

Bunu bir düzene sokmak elbette süreç işi. Hemen yarına halledilecek bir sorun değil. Ama halledilebildiğinde daha güvenli bir ülkede yaşıyor olmanın mutluluğu her şeye değer olacak.

Acil’de S.O.S.

Dokuz Eylül Üniversitesi’nin Acil Servis’i bir zamanlar dillere destandı. Başında bir İngiliz hekim vardı ve işler tıkır tıkır gidiyordu, kimseden şikayet gelmiyordu.

Hakkında olumlu ya da olumsuz yayın yapılmasını istemeyen bir Rektör, nasıl ettiyse bu acil servisi tanınmaz hale getirdi.

Hekim sayısı az, bu yüzden ağır çalışma yükü nedeniyle sinir hastası olanlar var. İntihar edenler bile olmuş iddiası var. Ne kadar doğru bilinmiyor ama hizmetin eski tempoya kavuşturulması herkesin dileği. Bu acil servis, sadece İzmir merkeze değil; Çeşme, Urla, Karaburun, Seferihisar, Güzelbahçe ve Narlıdere gibi ilçelerin halkına da hizmet veriyor.

S.O.S. işareti algılanmalı ve mutlaka şikayetler giderilmeli. 

İBRAHİM ORMANCI

Hava kirliliğinden daha beter bir şey değil mi sosyal medya kirliliği sizce de?

***

Dört kadınla evlenmeye karşıyım ben. Dört kadın demek, dört kaynana, dört kayınbaba, say say bitmez baldız, kayınço ve akrabalar demek yahu!

***

Ne zaman ki ''Türkiye seninle hicap duyuyor'' diye slogan atılırsa ben, ülkemin insanlarıyla o zaman gurur duyacağım asıl!

***

Eşsiz güzellikte bir kadın. Henüz daha evlenmedi, ondan eşsiz yani!

DÜZELTME

12 Ekim Cumartesi günü yayınlanan “Her Telden” köşesindeki bir yazımda “Kapalı kapılar ardında demokrasi” başlığının doğrusu “Kapalı  kapılar ardında diploması” olacaktır. Düzeltir, özür dilerim. T.G.