2023 yılına ilişkin Bütçe Kanunu kapsamında 3.8 trilyon TL. toplam gelir hedefi vardı. Bu tutarın 3.7 trilyonu vergi geliri, kalan tutar da vergi dışı gelirler şeklinde teşekkül ediyordu.

Temmuz ayında sebebi malum ek bütçe yapıldı ve 1.1 trilyon TL. ilave vergi geliri ile birlikte toplam bütçe gelir hedefi 4.9 trilyon TL.’ye yükseltildi. Ek bütçenin finansmanı kapsamında;

a) 8 ve 18 puan olan KDV oranları 10 ve 20 puana yükseltildi, bazı kalemler 8’den direk 20’ye yükseldi.

b) Akaryakıtta ÖTV 5 TL artırıldı ve KDV ile birlikte 6 TL zam olarak pompaya yansıdı.) MTV’nin bu yıla ilişkin 2 defa alınması öngörüldü.

d) Harçlarda yüzde 50 oranında bir artışa gidildi.

Temmuz/2023 sonrası bütçe verilerine baktığımızda bu artışların tahsilat anlamında karşılık bulduğunu söyleyebiliriz. Örneğin Özel Tüketim Vergisi’nde (I) sayılı liste vergi gelirlerinin ağustos ve eylül’de diğer aylara göre 3 kat arttığını gözlemleyebiliyoruz.

En son Eylül/2023 sonu itibariyle bütçe rakamları açıklandı ve eylül ayında 129 milyar TL., ilk dokuz ayda toplamda 512 milyar TL. bütçe açığı verildiğini görüyoruz.

Yapılan ek bütçe kanunu sonrası yıl başında 659 milyar olan bütçe açığı hedefinin Orta Vadeli Program’la birlikte 1.6 trilyon TL.’ye ulaşması nedeniyle yılın kalan 3 ayını daha net yorumlayabiliyoruz.

İlk dokuz ayda bütçe açığı 512 milyar TL. ve yılsonu hedef 1.6 trilyon TL. olduğuna göre ekim, kasım ve aralık aylarında toplamda 1.1 trilyon TL bütçe açığı verilebilir demektir.

Elbette bu çok yüksek bir tutar ve müthiş bir harcama opsiyonu hükümet açısından. Muhtemelen hedef bütçe açığının altında bir tutar konularak başarılı bir bütçe performansı hikayesi oluşturulacaktır ama yine de kalan 3 aya mahsus oluşacak bütçe açığı rakamı çok afaki.

Bunun tek tercümesi var, önümüzde yerel seçimler var ve yine bazı popülist bir takım harcamalar yapılacaktır. Yani yeniden seçim ekonomisine giriyoruz ve kesenin ağzı açılıyor. 

Kasım ayında emekliye 5000 TL. ödeme ile başlayan serüvende kimlere nasıl imkanlar ve avantajlar sağlanıyor hep birlikte şahitlik edeceğiz.

Daha önceki yazılarımda da belirttiğim üzere yeni ekonomi yönetiminden en büyük beklentim mali kural idi. Kamu harcamalarını disipline etmek ve ekonomi yönetimini yasal olarak bağlamak namına bu düzenleme yürürlüğe girerse o zaman büyük iş çıkarmış oluruz. 

2015 döneminde gündeme geldiğinde Sayın Cumhurbaşkanı konu ile ilgili “kendi IMF’mizi mi oluşturacağız” diyerek kabul etmemişti. Bundan sonraki süreçte olabilir mi göreceğiz.