Bugün, “Özgürlük ve bağımsızlık benim karakterimdir” diyen Yüce Önder Gazi Mustafa Kemal Atatürk ve silah arkadaşlarının, memleketin bütün kaleleri zaptedilmiş, bütün orduları dağıtılmış, bütün tersanelerine girilmişken, 19 Mayıs 1919’da ya istiklal ya ölüm diyerek çıktıkları Samsun’da yaktıkları bağımsızlık meşalesinin aydınlık ışığında, tarihin hiçbir döneminde, şartlar ne olursa olsun, en olumsuz şartlarda bile esaret ve boyunduruğu kabul etmeyen Türk halkını arkasına alıp, yokluklar içindeki bir ulusun, inanç ve kararlılığıyla emperyalizmi dize getirerek yarattığı zaferin 101. yıldönümü kutlu olsun.

Anadolu’yu, 1000 yıllık ata yurdunu işgale yeltenen, bu amaçla giriştikleri vahşi, haksız ve hukuksuz işgalde bir ara Ankara’da Polatlı önlerine kadar gelen dönemin emperyalistleri ve onların maşalarının, düşman toplarının sesi Ankara’dan duyulma aşamasına gelmişken bile, bazı Meclis üyelerinin “Meclisi Kayseri’ye taşıyalım” önerilerine karşı çıkarak kürsüye çıkıp, “Ölmez bu vatan, farzı mahal ölse de hatta, çekmez kürrenin sırtı bu tabut-u cesimi” dizelerini okuyarak “Hat-tı müdafaa yoktur, sathı müdafaa vardır, o satıh da bütün vatandır” diyen, Yüce Önder Gazi Mustafa Kemal Atatürk’ün önderliğinde düşmanı ve onların işbirlikçi maşalarını bozguna uğratıp 9 Eylül 1922’de İzmir’de denize dökene kadar kovalayışının 101. yıldönümü kutlu olsun.

Bu büyük zaferin baş mimarı kendisi olduğu halde hiçbir zaman bu başarıyı kendisine mal etmeyen; Nutuk’ta büyük zaferden söz ederken “Ordunun ve milletin eseri” diyen, “Her evresi ile düşünülmüş, hazırlanmış, yönetilmiş olan bu hareket, Türk ordusunun, Türk subaylarının ve komuta kurulunun yüksek güçlerini ve yiğitliklerini tarihe bir daha geçiren muazzam bir eserdir. Bu eser, en zor koşullarda bile özgürlüğünü koruma azim ve kararlılığını sergileyen Türk Milletinin özgürlük ve bağımsızlık düşüncesinin ölümsüz kanıtıdır. Bu eseri yaratan bir milletin çocuğu, bir ordunun başkomutanı olduğum için, sevincim ve mutluluğum sonsuzdur” diyen Yüce Önder Gazi Mustafa Kemal Atatürk’ün başkomutanlığında ulusça yaratılan zaferin 101. yıldönümü kutlu olsun. 

Dünya tarihinin gördüğü en büyük kurtuluş destanlarından birisi olarak kayıtlara geçen, kendisini tarih sahnesinden silmek isteyenlere, bağımsızlık ve özgürlük mücadelesi veren tüm mazlum halklara örnek teşkil edecek şekilde yarattığı zaferle kendisine dayatılan Sevr’i yırtıp atan, bir ulusun topyekün makus talihini ve bağımsızlık tarihini değiştiren, bağımsızlık mücadelemizi zaferle taçlandırdığımız, laik ve demokratik cumhuriyetin habercisi ve ön sözü olan 30 Ağustos Başkomutanlık Meydan Muharebesi’nin 101. yıldönümü kutlu olsun.

Bugün, bu büyük, bu kutlu zaferin, 30 Ağustos Başkomutanlık Meydan Muharebesi’nin kazanılmasının 101. yıldönümünde sizler; akıttığınız kanınız, uğruna feda ettiğiniz canınızla, 101 yıl önce bedelini peşin ödediğiniz, şu anda vatan diyerek üzerine ayak basabildiğimiz, şu günlerde kıymetini bir kez daha anladığımız, anlamak zorunda olduğumuz bu toprakları bize vatan yapan, kadınıyla erkeğiyle, genciyle yaşlısıyla, dede baba oğul üç kuşak evlatlarıyla, cephede sırt sırta, omuz omuza çarpışarak gazi olan, bağımsızlık yolunda şehit düşen, bu şanlı zaferin tüm kahramanları, kahraman ecdad; Sizlerin devamı, torunlarınız olarak bizlerin sözümüzdür ki; Uğrunda kanınızı canınızı vererek yeşerttiğiniz bu vatan topraklarının, emperyalist ve işgalci düşman çizmeleriyle kirlenmesine bir daha asla izin vermeyeceğiz. Bu şanlı zaferin sahipleri sizlere, onun sözünü veriyoruz.
Rahat uyuyun, ruhunuz şad olsun.