Acı fiziksel, duygusal, zihinsel veya ruhsal olabilir. Fiziksel acının tespit edilip giderilmesi diğerlerine göre kısmen daha kolaydır. Ruhsal acıların nedenini belirlemek zor olabilir. Genellikle psikolojik acıların nedeni tespit edilse bile ortadan kaldırılamaz. Bunun için birey hayatını tamamen değiştirmelidir. Ancak değişim teknikleri ile bir içsel dönüşüm yaşanarak bu tür acılar kökten giderilebilir.
Aslında bütün acıların kökü olmadığın şey olma çabasıdır!
Herkes doğasına uymayan bir şey olmaya çalışmaktadır. Yani insanlar ebedi doğalarının kendi akışında olmasına izin vermezler. Kendi doğasının akışına göre hareket etmemek ona karşı çıkmak demektir. Bu her karşı çıkış da bir acıya neden olur.
Bunun ana sebebi çocukluktan beri bizlere “Ne olmak istiyorsun?” sorusunun yöneltilmiş olmasıyla başlıyor. Ama kimse bize gerçekten kim olduğumuzu söylemiyor.
Hayatımız boyunca hep olmadığımız şey olmaya teşvik edildik. Bu koşullanma bizi ebedi doğamızdan uzaklaştırdı.
Olmadığın şey olmak için çabalamak yerine olduğun şeyin akışında olmak gerekiyor. O zaman her şeyi akışına bırakabiliriz.
Oysa insan varlığı hayatını planlamaya çalışır, bu dünyevi planlar acıların temelini oluşturur.
İnsanlar doğayı fethetmeye çalışıyorlar, sonuç başarısızlık oluyor. Doğayla mücadele eden insan kendisiyle savaşıyor aslında.
Evrensel ile bireysel bir bütündür. Evrensel olanı alt etmek için bireyselin ondan ayrılması gerekir ki bu imkânsız bir şeydir. İmkânsızı başarmaya çalışan insanın acı çekmesi ise kaçınılmazdır.
Ama doğaya karşı gelip ihanet etmek yerine doğaya sadık kalmak tüm acıları sona erdirir.
Dünyevi başarıyı dayatan tüketici toplumun söylediği şey: başarılı ol yoksa kaybolursun!
Oysa bu dayatma dünyasal başarının peşinden koşup ruhunu kaybetmeye neden oluyor.
Dünyasal düzeyde başarılı olup acı çekmek yerine başarısız olup varoluşun tadını çıkarmak, mutlu olmak en büyük başarıdır. Çevrenizde belki de gördüğünüz pek çok örnek gibi, bir insan dünyasal düzeyde ne kadar başarılı ise o kadar çok acı çeker. Çünkü olmadığı şey olmaya çalışarak özünden gittikçe uzaklaşır, doğasına aykırı hareket eder. Kendi bencil istekleri doğrultusunda kendisini şekillendirmeye çalışır.
Acıların kaybolması için artık insanlar doğaya ve kendilerine dostça davranmaya başlamalıdır. Günümüzde insanlar kendilerinden, doğadan ve varoluştan oldukça uzaklaşmış haldedirler. Bu yüzden şu anda 3. Dünya Savaşı’nın eşiğine geldik. Bu savaşı ancak değişim sanatı durdurabilir.
Dünya Değişim Akademisi “Acı Yönetimi” değişim sanatı ile acı ile ilgili bir farkındalık kazanacaksınız. Tüm hayatınızı acıdan kaçarak geçirdiğinizi görerek artık kaçmayı bırakacaksınız. Acılarınızla kolaylıkla yüzleşerek özgürleşeceksiniz. Yaşam tarzınızı değiştirebileceksiniz.
8 seanstan oluşan program bir ayda tamamlanıyor. Her seansta yaşadığınız acının nedenlerini ve yeni bir yönünü ortaya koyacak bilgilendirme ve ardından pratik uygulama yapılıyor.
Kendini değiştir dünyan değişsin, dünyanı değiştir dünya değişsin.
Acının kökü
Funda Altınok
Yorumlar